Ulan siz değil miydiniz?..
Fuat Avni’nin yalanı ve gerçekler
Sabahattin ÖNKİBAR

150 gazeteci tutuklanacak diyerek bütün dünyanın
dikkatini çekti.
Oysa fısıltılar gözaltına alınacak gazeteci
sayısının 10 küsur civarında olduğudur ki onlar zaten gazeteci kılıklı örgüt
militanı.
Bir başka dezenformasyon operasyonun merkez
medyayı kapsayacağı yani 28 Şubat’ın medya ayağının soruşturulacağı.
Sanal haşhaşi Fuat Avni bu konuda da yalan
söyleyerek karşıt bir cephe oluşturmaya çalışıyor.
Daha önce de yazdık, bizzat Fuat Avni olayı
devletin içindeki örgüt varlığının teyididir.
Yapılması gereken ise örgüt davası ile beraber
yargı ve polisteki militanların toplu olarak meslekten atılmalarıdır.
İktidar her şey ortada iken, aradan 365 gün
geçmesine rağmen göstermelik birkaç polis operasyonunun ötesinde hiçbir şey
yapmamıştır.
Yargıdaki haşhaşi işgalini Ankara Adliyesindeki
yargılamalarında bire bir yaşamış biri olarak bunların def edilmesi millet ve
devlet için beka sorunudur.
Bu arada Ekrem Dumanlı ve benzerlerinin zulüm ve
basın özgürlüğü demesi ise trajikomiktir.
Ulan siz değil miydiniz bu ülkenin Ordusuna kumpas
kuran ve bunu demokrasi diye sunan?
Siz değil miydiniz gazetenizde insanların namus ve
itibarlarına suikastlar yapan?
Cemaat müridi olan sizlerin şahsi iradesi mi var
ki özgürlük istismarları yapıyorsunuz?
EVET, ÖZERKLİKLE GENEL AF SÖZÜ
VERDİNİZ!
Başbakan Davutoğlu ile Bakan Yalçın Akdoğan, Sırrı
Süreyya Önder’in özerklik sözü verildi açıklamasına karşı çıkıyor ama artık
mızrak çuvala sığmıyor yani yalanlamalarının inandırıcılığı yok.
Öyle çünkü böyle biri söz verilmese HDP, PKK ve
Apo aylardır beklenti içinde olmazlardı.
Maalesef AKP güruhunun PKK ile müzakere ya da ilişkileri bağlamında sicili çok kirli.
Bir gün PKK ile görüştü diyen şerefsiz denilirken,
ertesi gün öyle bir görüşmenin yapıldığı belgelerle kanıtlandı.
Dolayısı ile AKP seçmen tabanını rahatsız etmemek
için sürekli takiyye içinde.
Ancak hadise artık yönetilemez ve gizlenemez bir
noktaya ulaştığından yakındır, bunun sonucunu Türkiye büyük bir kaos ve kargaşa
şeklinde ödeyecek.
BUNUN ADI ZORLA BAŞKANLIK REJİMİDİR!
Devletin protokolü ortada.
Yapılan Ak-Saray Başbakanlık adınadır.
Dahası, Cumhurbaşkanlığı her odasını bir polis ve
müstahdeme tahsis etse bile orayı dolduramaz.
Hal bu iken Tayyip Erdoğan burası benimdir deyip adeta el koyuyor.
Sadece o mu?
Yapılacak yasal değişiklikleri önceden haber
veriyor ve Putin ile gaz pazarlığı yapıyor.
Bunlar perde önünde olanlar, gerisinde ise bütün
icraatların merkezinde o var.
Son olarak Erdoğan’ın danışmanı Binali Yıldırım,
“Tayyip Bey bundan böyle Bakanlar Kuruluna başkanlık edecek” dedi.
Lafı uzatmayayım bunun adı zorla başkanlık
rejimine geçiştir ki yasal karşılığı Anayasal sisteme başkaldırıdır...
OĞLU REKTÖR OLUNCA FETVAYI BASTI!
Yolsuzluğa hırsızlık demek günah ve iftira
imiş.
Peki bu tuhaf sözü eden kim midir?
Mümtazer Türköne’nin yakıştırması ile AKP’nin
Müftüsü olan şahıstır.
Hani üç gün önce oğlu Tayyip Erdoğan tarafından
rektör olarak atanan Prof.
Hayrettin Karaman!
İlginç olan bu fetvanın oğul ataması sonrasında
verilmesidir ki herhalde tesadüftür.
Kur’an ve hadisler ortada iken Beytülmaldan çalmak
nasıl hırsızlık olarak görülmez?
Kastedilen eğer Türkiye’nin kafir devlet olduğu ve
burada yolsuzluğun yapılmasının cihat olduğu ise bu açıktan ortaya
konmalıdır.
Evet Prof. Karaman cevap vermeli; Türkiye Dar-ül
Harp (Kafir devlet) mi değil mi?
Eğer Kafir Devlet ise ona hizmet etmenin teolojik
bir müeyyidesi yok mudur?
İHRAÇ EDİLEN BATUM DEĞİL ATATÜRK!
Sahi Süheyl Batum ne yaptı da CHP’den ihraç edildi?
Parti ilkelerine savaş mı açtı?
Bölücülüğe prim verip Atatürk’e kefere mi
dedi?
CHP’nin varlık nedeni olan anti-emperyalist
olmaktan ödün mü verdi?
Emperyal F tipi çete ile kol kola mı girdi?
Hayır bunların hiçbirini yapmadı.
Tersine bunları yapanlara itiraz ettiği için
CHP’den kovuldu.
Peki Batum’un itiraz ettikleri CHP’de hangi
koltukta mı?
İlk dört makamdalar...
Öyle olunca Batum’un kovulmasına şaşırmamak
gerekiyor.
Aslında CHP’den ihraç edilen Süheyl Bey değil,
Atatürk-İnönü ve onların ilke ve inkılaplarıdır.
Y-CHP bu şekilde Dersim katili olarak gördüğü
Atatürk’ten intikam alıyor.
Dramatik olan şey, Tayyip Erdoğan halifeliğe
yürürken paralel şekilde CHP’den millicilerin susturulması ve tasfiye
edilmesidir ki bu tesadüf olamaz!
Deniz Baykal ve Atatürkçü CHP’liler, siz bu
tezgahın neresindesiniz?