Diktatörler, padişahların yanında solda sıfır
Saldırıyı cinler yaptı!..
Mehmet TÜRKER

Davutoğlu Ahmet’e göre saldırıyı “kokteyl” yaptı…
Arkadan Tayyip Bey çıktı ve ona göre de saldırıyı “kolektif” yaptı…
Konu dağıldı, saldırı ortada kaldı!..
Ama yine de polis ve savcılıktan önce soyut olarak failleri belirlemiş oldular!..
* * *
Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının henüz bir açıklaması yok…
Polis ve istihbarat birimlerinin incelemesi sürüyor…
Ama ülkenin Cumhurbaşkanı, soruşturmayı sonuçlandırmış gibi konuşuyor:
“Şimdi kalkıyorlar efendim burayı DAEŞ (IŞİD) yaptı, bilmem kim yaptı. Burada DAEŞ, PKK, El Muhaberat (Suriye Gizli Servisi), PYD var. Hepsi beraber ortak olarak bu eylemi planlamışlardır”
* * *
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının böyle bir açıklaması yok…
Başbakan “Kokteyl” diyor, Cumhurbaşkanı “Kolektif” diyor, kimi de bu tariflere “Aşure” diyor…
Saldırıyı dağıttılar, toparlayabilene aşk olsun!..
Kim bilir, bu kolektif saldırının içinde belki Mozambik ile Dominik de vardır!..
* * *
PYD, Suriye’de IŞİD’le savaşıyor…
ABD, Türkiye’nin terör örgütü olarak gördüğü PYD ile Suriye’de IŞİD’e karşı savaşta müttefik…
Havadan PYD’ye silah ve mühimmat indiriyor…
Ve “Bize göre PYD terör örgütü değil” diyor…
Putin ise, IŞİD’e karşı Suriye’deki rejim güçlerinin PYD ile birlikte hareket etmesi gerektiğini söylüyor…
Yani, PYD konusunda ABD ile Rusya arasında fikir birliği var…
Fakat her ne halse, Suriye’de birbirleriyle kıran kırana savaşan PYD ile IŞİD Ankara’da ortak bir saldırı gerçekleştiriyorlar…
* * *
Elbette Cumhurbaşkanı her türlü bilgiye sahiptir…
Önüne istihbarat raporları geliyor, danışmanları her olayı takip edip onu bilgilendiriyorlardır…
Ama saldırı için “Kolektif” deyip de DAEŞ (IŞİD), PKK, El Muhaberat, PYD gibi örgütlerin adlarını sıraladığında bunun altını da doldurması gerekir…
* * *
Türkiye acayip bir ülke oldu…
“Darbeci” dediklerinin sonradan “kumpas mağdurları” olduğu ortaya çıktı ve Tayyip Bey “Saflığımıza geldi, aldatıldık” dedi…
Onların kolayca aldatılmasıyla Türk Milleti de yıllarca aldanmış oldu…
Ve o hale geldik ki nefesinin kuvvetli olmasıyla ünlü bir üfürükçü hoca çıkıp da “Ankara’daki saldırıyı cinler yaptı” dese inanacağız!..
Ama öyle görünüyor ki, “kokteyl”, “kolektif” filan derken, sonunda bu iş gerçekten cinlerin üzerinde kalacak!..
Abdülhamit!..
Tayyip Bey, “Dikta-tör” lafına haklı olarak çok kızıyor; Hak-İş Genel Kurulunda da “Gerçek diktatöre bir kez olsun diktatör diyebildiniz mi?” diyor…Gerçek diktatöre “Dikta-tör” derseniz, hemen içeri atarlar…
Ama fark etmez, ileri demokrasi olan ülkemizde de aynı şey oluyor…
Ve Tayyip Bey sözü Abdülhamit’e getiriyor:
“Bunlar, cennetmekan Sultan Abdülhamit Han’a diktatör diyenlerin adeta neslidir, onların devamıdır”
Abdülhamit’in “diktatör” olmasına veya “diktatör” denilmesine gerek yoktu; o zaten padişahtı, “Allah’ın yeryüzündeki gölgesiydi”, halk da onun kuluydu!..
Padişahlıkta “demokrasi” kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi…
Diktatörler, padişahların yanında solda sıfır kalır…
Abdülhamit Osmanlı’yı 33 yıl boyunca sansürle, jurnalcilerle, çok koyu bir istibdatla idare etti…
“Diktatör” demeye gerek yok; Abdülhamit her şeye hakim, her şeye kadir, her sözü kanun olan, imparatorluk topraklarının tek sahibi bir sultandı!..