'Herkes İçin Demokrasi' raporu
Raporda, Millet İttifakı’nın demokrasiyi temsil ettiği vurgulanarak, şu ana kadar yürütülen siyasi stratejinin, önümüzdeki dönemeçte de sürdürülmesi gerektiği belirtildi...
CHP'den 'Herkes İçin Demokrasi' raporu
CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre; “Herkes İçin Demokrasi” başlıklı
raporunda, demokrasinin yeniden inşası için Millet İttifakı’nın
sürdürülmesinin bir zorunluluk olduğunu belirterek, “Görünen o ki ikinci
turda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan karşısında yarışan aday, Millet
İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olacak. Millet İttifakı varoluş
itibarıyla demokrasi fikrini temsil etmektedir” görüşünü dile getirdi...
CHP’li Emre tarafından hazırlanan raporun ilk bölümünde, dünyadaki
demokrasi ve otoriterleşme eğilimleri ele alınırken, ikinci bölümde AKP
döneminde Türkiye’yi demokrasiden uzaklaştıran uygulama ve gelişmeleri
sıraladı.
Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın haberine göre, Emre’nin raporunda,
özetle şu tespitler yer aldı:
"MUHALİF SESLER DARDECİLİK VE TERÖRİZMLE ÖZDEŞLEŞTİRİLİYOR"
"AK Parti yönetiminde Türkiye, demokrasi standartları açısından her yıl
daha da kötüye gitmiştir. Bugün, ülkemizde demokratik bir rejim inşa
etmenin önündeki en önemli engel, iktidarın temel hak ve özgürlükleri
hiçe sayan baskıcı yönetim anlayışıdır.
İktidar, demokratik siyasetin sınırlarını kendi tanımlamakta, muhalif
sesleri darbecilik ya da terörizmle özdeşleştirerek demokrasinin kalan
son kırıntılarını da ortadan kaldırmaktadır.
2007 yılından bugüne doğru yaşadıklarımıza şöyle bir baktığımızda,
gittikçe kötüleşen bir demokrasi karnesiyle karşı karşıya kalıyoruz:
Yasadışı telefon dinlemeleri, muhaliflere yönelik soruşturmalar,
üniversite, basın ve sivil toplum üzerindeki baskılar ve tutuklamalar,
özellikle basın ve üniversitelerde artan otosansür, medya kuruluşları ve
büyük firmalara yönelik mali baskı ve operasyonlar, Ergenekon, Balyoz
gibi kumpas davaları.
Bugüne geldiğimizde seçilmiş belediye başkanlarının görevden
uzaklaştırılması ve kayyım atamaları, FETÖ darbe girişimi sonrası
KHK’lerle yapılan işlemler, barışçıl gösteri ve protestoları engelleme,
polis şiddeti, iktidarın medyayı kontrol etmesi, yargı bağımsızlığının
ortadan kaldırılması gibi pek çok örnek, AK Parti yönetiminin Türkiye’yi
demokrasiden uzaklaştıran eylemleri arasında sayılabilir.
Demokrasi vizyonunuz sadece AK Parti döneminde yapılan tahribatı
gidermekle sınırlı değil.
Muradımız, 12 Eylül darbesiyle kurulan ve AK
Parti’nin tek adam rejimiyle yeni bir sürümünü ürettiği bu bozuk ve
köhne sistemi baştan aşağı değiştirmek, toplumun bütün kesimlerinin
mutabık olacağı demokratik bir düzeni inşa edebilmektir.
Toplumun tüm bireylerinin temel hak ve özgürlüklerini önceleyen, hukuka,
adalete, eşitliğe dayalı, modern, laik, sosyal bir hukuk devleti
olmanın gereklerini karşılayan bir anayasaya ihtiyacımız var.
ÇIKARACAĞIMIZ DERS
Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin ülkemizin demokrasisi ve genel idaresi
adına onarılmaz yaralara sebebiyet vereceği ortadadır. Dünyadaki benzeri
örneklerden çıkaracağımız ders açık: Otokrat lider karşısında birleşen
demokrasi ittifakının iktidarın tartışmayı ayrıştırıcı düzleme çekme
hamlelerine cevap vermeden, rakibin avantajlı olduğu oyun sahasına
çekilmeden ilerlemesi ve buna ek olarak söyleminin demokrasiye,
çoğulculuğa, adalete ve hukukun üstünlüğüne dayanması.
CHP’nin ve genel olarak Millet İttifakı’nın şu ana kadar başarılı bir
şekilde yürüttüğü bu siyasi stratejinin, önümüzdeki dönemeçte de
sürdürülmesi bir zorunluluktur. "