ACILI ve ADALET İSTEYEN aileler konuştu...
Çorlu Tren Katliamı’nın 3’ncü yılında acılı aileler ve adalet isteyen diğer aileler Halkweb’e konuştu...
Çorlu Tren Katliamı’nın ardından üç yıl geçti
Edirne Uzunköprü’den İstanbul Halkalı’ya
doğru hareket eden, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu yolcu treni,
saat 17.15 sularında Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi’nden
geçerken yağış nedeniyle rayların altındaki toprak menfezin kayması
sonucu raydan çıkmış ve 5 vagonu devrilmişti...
Göz göre göre gelen bu
katliamda 7’si çocuk olmak üzere 25 kişi hayatını kaybetmiş, 340 kişi de
yaralanmıştı.
25 kişinin hayatını kaybettiği tren katliamında gerçek sorumlular
yargılanmazken, acılı aileler, gazeteciler ve davaya sahip çıkan
vatandaşlara dava açıldı.
Çorlu Tren Katliamı’nın 3’ncü yılında acılı ailelerden, Mısra Öz, Funda
Dikmen ve Zeliha Bilgin Halkweb’ten Hüreyra Oflaz’a konuştu.
“HESABINI SORMADAN BU DÜNYADAN GÖÇÜP GİTMEK YOK”
9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i ve eşi Hakan Sel’i kaybeden Mısra Öz,
“Üç yıldır oğlum olmadan yaşamaya çalışıyorum. Oğlum Oğuz Arda’nın adını
yaşatmak adına hayata tutunmaya çalışıyorum. Evlat acısını yaşayanlar
mutlaka daha iyi anlıyorlardır. Bunun bir tesellisi yok. Bu acının
tahammül edilebilecek bir yanı yok. Hele ki evladınızı, birilerinin
ihmalkarlığı yüzünden kaybetmişseniz buna sebep olanlara bunun hesabını
sormadan bu dünyadan göçüp gitmek yok diye düşünüyorsunuz” dedi.
“KATLİAMIN SORUMLULARI ADALETİN KARŞISINDA YARGILANACAKLAR”
Kendisine, avukatlara ve gazetecilere dava açıldığını hatırlatan Öz,
“Bizler, 7’si çocuk 25 canın ölümüne sebep olanlara, adalet karşısında
hesap soracağız. Bu katliamın sorumluları belli. Bizler bu kişileri
halkın gözünde çoktan yargılattık. Ama yetmez. Adaletin karşısında da
yargılanacaklar. 3 yıldır ne yazık ki adalet gerçek sorumlulardan yana
işlemedi. Tek bir kişi tutuklu yargılanmadı. Aksine bana bu olanları
eleştirdiğim için soruşturmalar, davalar açıldı. Yetmedi avukatlarımıza,
gerçekleri ortaya koyan gazetecilere, bizleri destekleyen kişilere
davalar açıldı. Mahkeme heyeti, kendisini ölen 25 kişiden daha mühim
gördüğü için, onların yaşam hakkını ellerinden alanları değil, kendi
mevki ve makamlarını eleştirenleri yargılamayı tercih etti. Oysa ki ceza
kesilmemiş her katliam, bir yeni katliamın doğmasına sebep olacaktır.
Oldu da zaten…” ifadelerine yer verdi.
“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ GÖRMEK İSTİYORUM”
Ulaştırma Bakanı ve TCDD’nin kovuşturmaya dahil edilmesi gerektiğini
belirten Öz, “Bizler bugüne kadar tarafsız olan bir bilirkişi raporu ile
doğru bir yargılama süreci yapılması için mücadele ettik. 8’inci
duruşma görülecek Eylül’de. Artık ciddiyetsiz yürütülecek tek bir
duruşmaya dahi tahammülümüz yok. Gerçek bir yargılama süreci bekliyorum.
Dönemin Ulaştırma Bakanı da, Genel Müdürler de, alttaki tüm yöneticiler
de sorgulanmalı ve karşımıza getirilmelidir. Öyle siyasiler,
bürokratlar, TCDD üst yönetimi kovuşturmaya dahil değildir diye bir
kararı kabul etmiyorum. Hukukun üstünlüğünü görmek istiyorum” dedi.
“GÜN ACILARIMIZI PAYLAŞMA GÜNÜDÜR”
Anma etkinliğine ilişkin Mısra Öz şu ifadelere yer verdi:
“Önce Uzunköprü ve Avcılar Belediyesi’nin, 25 kişinin adını yaşatmak
için Uzunköprü’de yaptırdıkları anıtın açılışına katılacağız. Ardından
saat 17:00’de katliamın yaşandığı Çorlu, Sarılar köyünde bulunan anıtta
anma töreni olacak. Ve sonra yine Sarılar köyündeki Camide, Mevlüt
okutulup, dualarımızı göndereceğiz sevdiklerimize. Bizler için 8 Temmuz,
kıyametin koptuğu gün. O gün için giden canları yad etmekten, dualar
etmekten başka bir şey düşünemiyorum. Gün acılarımızı paylaşma günüdür,
yanımızda olmak isteyen herkesi görmek bize güç ve destektir. Çorlu
katliamının unutulmaması için bu birliğe daima ihtiyacımız olacaktır.”
“BİZİM YAŞAM SEVİNÇLERİMİZİ ELLERİMİZDEN ALDILAR”
23 yaşındaki kızı Özge Nur Dikmen’i ve 16 yaşındaki kızı Gülce Dikmen’i
kaybeden Funda Dikmen, “Biz üç yıldır yaşamıyoruz sadece nefes almaksa
yaşamak, yaşamaya çalışıyoruz. Bizim yaşam sevinçlerimizi, yaşama
amacımızı ellerimizden aldılar” dedi.
Dikmen açıklamasının devamında, “Bundan sonrada elimizden geleni
yapacağız korkmuyoruz bizi hiç bir şekilde de yıldıramayacaklar. Bu yıl
üçüncü yıl ama benim için hala üç yıl öncesi, ben orada kaldım. Benim
hayatım orada kaldı. Bundan sonra amacımız bu faciayı unutturmamak.
Yetkililerin insan hayatına daha fazla önem vermeleri, hayatı şansa
bırakmamak, biz kaybettiklerimizi senesi gelince anmıyoruz, biz onları
nefes aldıkça hep anıyoruz” ifadelerine yer verdi.
“ÜÇ YILDIR CEHENNEM ÇUKURUNDAYIZ”
14 yaşındaki kızı Bihter Bilgin’i, kız kardeşleri Emel Duman ve Derya
Kurtuluş’u ve 5 aylık yeğeni Beren Kurtuluş’u kaybeden Zeliha Bilgin, “8
Temmuz Tren Katliamı Aileleri, Üç yıldır bir cehennem çukuruna atılmış
ve orada öylece bırakılmış insanlardır” dedi.
“BİZİM 25 CANIMIZI KURBAN VERMEMİZİ Mİ BEKLEDİLER?”
TCDD’nin hiçbir şey olmamış gibi davranmasına tepki gösteren Bilgin,
“TCDD’nin sanki mükemmelmiş gibi sosyal medya hesaplarında paylaşımlar
yapması o kadar can yakıyor ki. Kimse hesap sormadı tabi, yaptıkları
işler ortada. Yine son zamanlar da yağışlar mevsim normallerinin dışında
gidiyor. Neden Çorlu menfezinin altı boşalmadı acaba, olması gerektiği
gibi yapıldığı için olabilir mi? Bizim 25 canımızı kurban vermemizi mi
beklediler. Savcı, Mahkeme heyeti araştırdı mı acaba? Tren seferleri bu
hafta yağmurda durduruldu neden? Güvenmiyorlar mı yaptıkları yollara.
Yine rayların altı boşaldı Neden 2018’de bunu uygulamadılar. Ben size
cevabını vereyim. Çünkü biz 8 Temmuz Tren Katliamı Aileleri olarak 3
yıldır Adalet diye, suçlu yağmur değil sizsiniz diye her yerde
haykırdığımız için, bunu Sesimizin yetiştiği her yere duyurabildiğimiz
için, göze alamadılar böyle bir katliamı” ifadelerine yer verdi.
“ÇORLU’NUN AKLANMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Bilgin açıklamasının devamında “Keşke Pamukova’nın aklanmasına izin
verilmeseydi de Çorlu olmasaydı. Biz Çorlu’nun aklanmasına izin
vermeyeceğiz. Suçlu yağmur değil, suçlu, işini düzgün yapmayan TCDD
kurumudur” dedi.
Kızını kaybeden Şaban Vatan, Oğullarını kaybeden Murat Oğraş ve Gündüz
ailesi Halkweb’e konuştu.
“DEVLET NEDEN SUÇLU OLAN MAKAMLARI KORUYOR?”
Giresun’un Eynesil ilçesinde şüpheli şekilde hayatını kaybeden 11
yaşındaki kızı Rabia Naz Vatan için adalet arayan Şaban Vatan, Çorlu’lu
ailelerin yanında olduğunu söyledi.
Vatan, “08 Temmuz 2018 günü Çorlu’da yaşanan tren faciası sonucu 25 kişi
tren raylarında can verdi. Tarafsız bilirkişiler tarafından yapılan
inceleme sonucunda, tren raylarının zemin yapısı dolgusu kısmi olarak
tuğla parçalarıyla dolgu yapıldığı, bunun sonucu insan canının ucuz
gören Ulaştırma Bakanlığı, sorumlu kişilerin yargılanmasını dahi
engelledi. Tren raylarında can veren 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel’in annesi
Mısra Öz adalet aradığı için yargılandı. 3’ncü yıl dönümünde tekrar
savcılık bildirgesiyle karşılaştı. İsyan eden Mısra annenin ve tüm Çorlu
ailelerinin adalet sesi olmak için sosyal medyada her gün sorguluyoruz.
Devlet neden suçlu olan makamları koruyor? Bu ülkede evlat acısı
yaşayan aileler olarak birlikte çocuklarımızın adaleti için ve herkesin
adaleti için mücadele etmek zorunda kaldık. Asla pes etmeyeceğiz. Adil
adalet için, tren faciasına sebep olanlar muhakkak yargılanarak cezasını
çekmelidir. Kaza değil cinayet…” ifadelerine yer verdi.
“BU ÜLKEDE İNSAN KANI SUDAN UCUZ”
15 Temmuz 2020’de antrenman dönüşü alkollü ve aşırı süratli giden aracın
çarpması sonucunda hayatını kaybeden bisiklet sporcusu 19 yaşındaki
oğulları Umut Gündüz için adalet arayan anne Asuman Gündüz ve baba
Menderes Gündüz, Çorlu’lu ailelerle dayanışma içerisinde olduklarını
dile getirdi.
Gündüz ailesi, “8 Temmuz’u daha dün gibi hatırlıyoruz; 7’si çocuk 25
insan katledildi. Her yurttaş gibi sorumlular adalet önünde bu katliamın
hesabını verir, hak ettikleri cezayı alır diye düşündük. Ama öyle
olmadı tam 3 yıl geçti acılı aileler acılarını bir kenara bırakıp adalet
arayışına başladılar. Hala adalet yerini bulmadığı gibi hak arayan
aileler başka katliamlar için hak arayacaklara kötü örnek oldukları için
sanık sandalyesine oturtuldular. İşte o kötü örneği biz kendimize
misyon edindik. Oğlumuza antrenman dönüşü alkollü ve aşırı hızlı bir
sürücü tarafından arkadan çarptı ve fırlatıp kaçtı gitti. Çünkü bu
ülkede insan kanı sudan ucuz” ifadelerine yer verdi.
“BİZ SON SÖZÜMÜZÜ SÖYLEMEDİK”
Gündüz ailesi açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“3 yıldır 25 kişiyi katledenler ceza almadığı için bu katliamdan da ceza
almadı. 11 aydır adalet mücadelemize devam ediyoruz. Bu kaza değil,
cinayet dedik. Katil dışarıda biz adalet bakanlığı önünde oturma
eylemindeyiz. İlk mahkemeye katil kahraman gibi getirildi ve götürüldü.
Aile olarak bir kez daha adaletin tokatını yüzümüze vurdular. Ama
yılmadık, yenilmedik daha biz son sözümüzü söylemedik, Çorlu Tren
Katliamı aileleri ve diğer tüm adalet mağduru aileler olarak bir ve
birlikte daha güçlü mücadele etmeliyiz. Sizleri tanımıyorum ama sizler
bizim acı akrabalarımızsınız, kentlerimiz farklı ama acılarımız aynı.
Haklı mücadelenizi örnek aldık, acınız acımızdır.”
“BU ADALETSİZLİK SON BULSUN”
FETÖ’ye yakınlığı ile bilinen Fettah Tamince’nin sahibi olduğu
Antalya’daki Rixos Lares Hotel’de staj yaptığı sırada ölü bulunan 16
yaşındaki oğlu Burak Oğraş için adalet arayan Murat Oğraş, Çorlu’lu
ailelerin yanında olduğunu söyledi.
Oğraş, “Ülkenin her yerinden adaletsizlik akmaktadır. Çorlu Tren
Katliamında katledilen insanların adalet mücadelelerine destek vermek
her duyarlı vicdan sahibi insanların görevi olmalıdır. Ben destek amaçlı
duruşmalara katılmaya çalışıyorum. Umarım adalet mücadelesi veren tüm
insanlar mücadelelerinin sonucunu er ya da geç alır. Bu adaletsizlik ve
hukuksuzlukların bir an önce son bulmasını diliyorum” dedi.