Muhalefetten iktidara "mülakat" tepkisi: Eğitimde kaliteyi yok ettiniz!
Aile ve Sosyal Hizmetler ile Milli Eğitim Bakanlıklarının 2024 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulunda görüşülüyor. Gelecek-Saadet Partileri Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin, "Bizim için aslolan, liyakatin esas alınmasıdır; bizim için aslolan, bu torpil düzenine, bu kayırmacı düzene bir son verilmesi; adaletli, liyakatli, objektif kriterlere dayalı bir sistemin inşa edilmesidir" dedi. İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat da, iktidara, "Cumhuriyet’in yüzüncü yılında yüz bin öğretmen atamasını mülakatsız gerçekleştirin." çağrısı yaptı...
TBMM'de bütçe görüşmelerinde muhalefetten iktidara "mülakat" tepkisi: Eğitimde kaliteyi yok ettiniz!
TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor.
Genel Kurul'da bugün Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan Gelecek-Saadet Partileri Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin, şunları söyledi:
"Mülakat konusunu önemsiyoruz"
"Mülakat konusunu Türkiye'nin geleceği adına önemsiyoruz. Türkiye'de liyakatlı bir sistemin inşa edilmesi adına önemsiyoruz. Seçim öncesi iktidarın bir sözü vardı, 'mülakatları kaldıracağız.' Seçimden sonra Sayın Bakan'ın belirsiz bir açıklaması hala zihinlerde bir soru işareti olarak duruyor. Bugün burada, kamuoyu önünde özellikle de bizi ekran başında bekleyen genç arkadaşlarımızı tatmin etmesini bekliyoruz. Seçimden sonra Sayın Cumhurbaşkanının sözünü de aşarak, 'mülakat gibi mülakat yapacağız' dediniz. Sizden önceki bakanlar 'mülakat gibi mülakat' yapmıyor muydu? Sizden önceki bakanlar gençlerimizin hakkını mı yiyordu? Bakanın bu konuyu cevaplaması şarttır.
Bizim istediğimiz çok açık, gençlere bir söz verildi bu sözün iktidar tarafından yerine getirilmesidir. Bizim için aslolan liyakatın esas alınmasıdır. Bizim için aslolan bu torpil düzenine bu kayırmacı düzene bir son verilmesi; adaletli, liyakatli, objektif kriterlere dayalı bir sistemin inşa edilmesidir. Vatandaş sizden Ak Partili öğretmen istemiyor, vatandaş sizden liyakatli öğretmen istiyor. Meclis idare amiri 'Meclis'i Kasım ayında 57 bin kişi ziyaret etti' dedi. Kaldırın bu mülakatı o 57 bin sayısı 27 bine düşecektir. Oğlunu, kızını zor şartlarda okutan anneler, babalar torpil aramak zorunda kalıyorlar, milletvekillerinin kapısını çalmak zorunda kalıyorlar. Size gelen görüşmelerin yarıdan çoğu torpil için geliyor. Vatandaşımızın bu düzene muhtaç kalmasını eleştiriyoruz. Bizim talebimiz 100 bin öğretmen atamasıdır, 30 bin öğretmen alsanız, 90 bin kişi mülakata girse 45 dakikayla çarptığınızda kaç ayda bitireceksiniz bu mülakatları? Gençler mülakatların sonucunu beklerken diğer KPSS'de gelecek. Gençlerimizi bu stresten kurtarmak zorundasınız.
İsa Mesih Şahin
"Türkiye'de eğitim niteliğinin artmasının temel sebebi eğitime ideolojik yaklaşılmamasıdır"
Söz siyasetçinin sermayesidir, bu sermayeyi tüketmeyin. Her gelen bakan bir eğitim sistemi değiştirirse biz yol alamayız. Milli eğitim gibi önemli bir alanda 9 tane bakan değişikliğini normal görmüyoruz, doğru bulmuyoruz. 9 tane bakan değiştirirseniz, her gelen bakan da bir sistem değiştirirse bu alanda biz yol gidemeyiz, nitekim gidemiyoruz. PISA 2022 sonuçlarında Türkiye OECD ülkeleri arasında son sıralarda yer alıyor. Singapur bütün alanlarda birinci olmuş. Singapur 90'lı yıllarda eğitim sisteminde dev bir atılım yapıyor. Ülkenin en yetenekli öğrencilerini öğretmenlik mesleğine yönlendiriyor, öğretmenlik mesleğinin maaşlarını tatmin edici bir seviyeye çıkartıyor ve sonuçta da böyle bir sınavda bütün branşlarda birinci sıraya yükseliyor. Bu bir tesadüf değil. Eğer iyi bir eğitim ve eğitim de başarı isteniyorsa donanımlı, kaliteli öğretmenler yetiştirmek zorundayız. Bu da 45 dakika da mülakatla yapılacak bir sistemle olmaz.
Eğitim sistemini düzeltmek zorundayız. 'Şu kadar üniversite açtık' yerine, 'şu kadar amaca yönelik eğitim fakültesi açtık' diyebilirsek bu anlamda önemli bir adımı atmış oluruz. Eğitim fakültesinin kontenjanlarını sınırlandırmadan, eğitim sisteminde köklü bir reform yapmadan bu adımları da atamayız. Bu adımları atabilirsek; üniversiteden mezun olan öğretmenlerimizin gerçekten donanımlı bir şekilde mezun olmasını sağlayabilirsek iktidarın, 'mülakat seçicilik için gerekiyor' bahanesini elinden almış oluruz. Eğitimi sadece bina ve öğretmen sayısından ibaret görürsek büyük bir hata yapmış oluruz. Eğitimde ilerleme ancak niteliğin ve kalitenin artmasıyla mümkündür. Türkiye'de eğitim niteliğinin artmasının temel sebebi eğitime ideolojik yaklaşılmamasıdır. Geçmiş dönemlerde maalesef bu böyleydi, maalesef bugün de böyle. Sadece iktidar değişti ama bakış açısı değişmedi.
Okul öncesi eğitimin zorunlu olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamda fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Türkiye'nin her yerinde bu imkanlar oluşturulmalıdır. Derslik sayısı anlamında Türkiye'nin her yerinde sorunlar var. Eksiklik kapatılmalı, ikili eğitime son verilmelidir. Yaz saati uygulaması öğrencilerimiz, velilerimiz için büyük bir sorundur. Yaz saati uygulamasının da tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir."

İyi Partili Sunat: Öğretmen liselerini açın, en zeki vatan evlatları öğretmen olsun
İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, TBMM Genel Kurulu'nda; "Nitelikli öğretmen yetiştirme üzerinde durmalıyız. Yüze yakın eğitim fakültesi var. İhtiyaca uygun plan ve program yapılmadığından, kontenjanlar giderek artırıldığından her yıl ihtiyaç olmayan branşlarda mezun veriliyor. Ayrıca pedagojik formasyon da devam ediyor. Sonuç atanamayan yüz binlerce mezun. Cumhuriyet’in yüzüncü yılında yüz bin öğretmen atamasını mülakatsız gerçekleştirin. 'Mülakatla ilgili benden öncekilerin sözleri beni ilgilendirmez' diyemezsiniz. Öğretmen liselerini açın, en zeki vatan evlatları öğretmen olsun” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, şunları söyledi:
"Türk eğitim sisteminin giderek artan sorunları yıllardır devam ediyor"
"Ülkemizde eğitim sisteminden memnun olan bir kişi var mı? Türk eğitim sisteminin giderek artan sorunları yıllardır devam ediyor. Hiçbir öneri de dikkate alınmıyor. Sonuç; giderek nitelik açısından kötüleşen eğitim ve öğretim sistemi, fırsat eşitliğinin giderek yok olması, meslek liselerinin içler acısı durumu, öğretmenlerin maddi ve manevi büyük sıkıntıları, çağa uyarlanmayan bilimsellikten uzaklaşan eğitim programları, sınav odaklı eğitimin hala ısrarla devam etmesi, geçmişte var olan nitelikli okulların sayısını artırmak yerine hepsini başarısızlıkta eşitleyen zihniyet, liyakatsiz yöneticilerin yönettiği okullar. Sonuç, okul bitirmiş işsizler ordusu.
Düzgün giden alanları bozdunuz. Olan çocuklarımıza oluyor. 23 milyonu aşkın çocuk nüfusumuz var. Ekonomik krizle birlikte yoksulluk en çok kadınlara ve çocuklara vuruyor. Çocuklarımızın büyük çoğunluğu kahvaltı yapmadan, yemek yemeden okullarına gidiyor. Aynı iktidarın dokuzuncu bakanı Sayın Tekin, 'Okulumda sağlıklı besleniyorum' sloganıyla 'yeni süreçler geliştirdik' diyor. Trajikomik bir durum. 'Ekmek bulamıyorsanız, pasta yiyin' der gibi. Çocuklarımız aç farkında mısınız? Anneler çocuklarının beslenme çantasına bir şey koyamadığı için ağlıyor. Siz havuz medyasında göremezsiniz. Geçen sene Eurostat'ın araştırmasında Türkiye'de çocukların yüzde 44,3'ü yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında bulunmuş ve bu hızın yükseliş eğiliminde olduğu ifade edilmiş.
"Eğitimde kaliteyi yok ettiniz"
TÜİK'in verileri geçen sene çocukların yüzde 33,7'sinin ciddi maddi yoksun olduğunu ifade etmiş. Rüzgar Gülü projesini geliştirdik. Devlet okullarında ilkokuldan ve liseyi de içine alacak şekilde öğlen, sabah ve akşam yemekleri verilmeli sağlıklı ve dengeli beslenme için bunu çocuklarımız için yapmalıyız dedik. Ama maalesef bir öğünün bile bütçe kalemlerinde olmadığını görmekten de büyük üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum. Geçen dönem 5 milyon çocuğa yemek verileceği ifade edilmişti. İktidar sayıları abartmayı çok seviyor. Her konuda 2002'yle bugünü kıyaslıyorsunuz. Aradan 22 yıl geçmiş. Ben açıklamalarınızdan utanıyorum. Nüfus artmış, ihtiyaç artmış yapmayacak mıydınız? Olması gerekeni de yapamamışsınız. Beceriksizliğinizi sayılarla örtemezsiniz.
Eğitimde nitelik, nicelikten çok önce gelir. En önemlisi siz eğitimde kaliteyi yok ettiniz. Sayın Özer 5 yaş için okullaşma oranını yüzde 99 dedi. Milli Eğitim’in istatistikleri yüzde 85 oranında olduğunu gösteriyor. O zaman bir yılda 40 bin ana sınıfı hedefi konulmuştu, her ne kadar o hedefe ulaşılmasa da 2 bin 176 anaokulu açıldığı söylendi, 16 bin de ana sınıfı açıldığı söylendi. 27 bin öğretmene ihtiyaç var ama 8 bin 805 öğretmen atandı. Kölelik sisteminin örneği olan ve asgari ücretin altında ücret alan bu ücretli öğretmenlerle mi tamamladınız bu boşluğu? İlkokul ve ortaokulların bünyesindeki mevcut ana sınıfları, anaokuluna dönüştürüldü. Aynı bina içinde iki müdürlük olması zaten mevzuata aykırı bir durumken; sırf göz boyamak için var olan ana sınıflarını anaokullarına dönüştürmek yanlış bir tutum değil midir?
Mülakat çağrısı: Böyle komik bir meslek kanunu olmaz
Tarikat ve cemaatlerin merdiven altı okulları, ne idiğü belirsiz okulları denetliyor musunuz? Özel okullar ve devlet okullarımızı kimler denetliyor? Eğitim müfettişlerinin özlük hakları o kadar geriye gitti ki, artık öğretmenler müfettiş olmak istemiyor. 750 eğitim müfettiş yardımcısı kadrosuna sadece 260 kişi başladı. Başlayanların bir kısmı da istifa etti. Bir uzman öğretmen müfettiş olduğu zaman aylık geliri düşürüyor. Böyle bir çarpık sistem dünyada görülmemiştir. Eğitim müfettişlerinin statülerine uygun mali haklar derhal verilmelidir ve denetim mekanizması güçlendirilmelidir.
Nitelikli öğretmen yetiştirme üzerinde durmalıyız. Yüze yakın eğitim fakültesi var. İhtiyaca uygun plan ve program yapılmadığından, kontenjanlar giderek artırıldığından her yıl ihtiyaç olmayan branşlarda mezun veriliyor. Ayrıca pedagojik formasyon da devam ediyor. Sonuç atanamayan yüz binlerce mezun. Cumhuriyet’in yüzüncü yılında yüz bin öğretmen atamasını mülakatsız gerçekleştirin. 'Mülakatla ilgili benden öncekilerin sözleri beni ilgilendirmez' diyemezsiniz. AK Parti'nin seçim beyannamesine bile girdi ama hiç kimse hakkaniyetinize artık güvenmiyor. Öğretmen liselerini açın, en zeki vatan evlatları öğretmen olsun. Eğitim fakülteleri alan kontenjanlarını azaltın. Bu kadar eğitim fakültesine ihtiyaç yok. Meslek kanununu tekrar ele alın. Böyle komik bir meslek kanunu olmaz.
"Ücretli öğretmenlik kalkmalı"
Ücretli öğretmenlik mutlaka ve mutlaka kalkmalıdır. Pedagojik formasyonu olan uzun yıllar ücretli öğretmenlik yapanları kriterler belirleyerek kadroya alın. Öğretmenleri uzman öğretmen, başöğretmen adı altında sınıflara ayırmanızın bir manası yok. Kıdemi gelene bu haklardan yararlanma imkanı verin. Öğretmen maaşları yoksulluk sınırının altında, ne yapsın öğretmen? Öğretmenlere güya 3600 gösterge verildi. Emeklilikte yaşları artacak. İnsanca yaşama koşullarına sahip olacaklardı, Ocak ayında 3600 ek gösterge verilen emekli eğitimciler şu anda diğer emekliler gibi perişan. Çünkü çalışan memurlara yapılan seyyanen zamlar emeklilere verilmedi. Bu yüzden verilen 3600 ek göstergenin de hiçbir anlamı kalmadı. Şu anda emekli öğretmenler 3000 ek göstergeyle emekli oldukları durumdan çok daha kötü durumdalar. Sadece eğitim müfettişlerinin değil, şube müdürlerinin, il milli eğitim müdür yardımcılarının da özlük hakları son derece geride kalmıştır.
Rehber öğretmen konusu çok önem arz ediyor. Akran zorbalığının, madde bağımlılığının, dijital bağımlılığın, istismar ve yoksulluktan kaynaklı sıkıntıların çocuklardaki yansımaları ve yönlendirilebilmeleri için rehber öğretmene ihtiyaç var. 20 binden fazla okulda rehber öğretmen yok. Aklımıza kötü şeyler geliyor Diyanet İşleri’yle Milli Eğitim Bakanlığı’nın Çedes protokolüyle imam ve vaizlerin manevi danışmanlığını yaygın hale mi getirmeye çalışıyorsunuz? Lütfen vazgeçin bu projelerden, okullarımız sizin arka bahçeniz değil. Andımızı tekrar mutlaka okutmalısınız. Öğrencilerimizin iyi yurttaş olabilmesi için, değerler eğitimi için bir adımdır andımız. 'Türküm, doğruyum, çalışkanım' sözleri, 'ülküm; yükselmek, ileri gitmektir' sözleri, 'yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir' sözleri kimi rahatsız ediyor?
"Zorunlu eğitim fırsat eşitliğidir"
Okul dışında kalan çocukların nerede olduğu kamunun cevaplaması gereken bir sorudur. Zorunlu eğitim bir fırsat eşitliğidir. Özellikle ilköğretimde nerede bu çocuklar? Okul terklerinin minimuma inmesi ve okullaşma oranlarının artması için zorunlu eğitim çağındaki çocukların okula başlatılmaması durumunda hızlı ve sistematik takip gerekiyor. Cezai yaptırımları ve uygulamasına yönelik yasal düzenlemeleri hayata geçirin. Dünyada ilk 500 içinde bir üniversitemiz var. Gerileme giderek artıyor. 12. Kalkınma Planı'nda dünyadaki ilk 100 üniversitenin içine 5 üniversitemizin girmesini 2053 yılına ertelemişler. Yani 30 yıl sonrasına hedef koymuşlar."
T24