“İktidar, enflasyonla mücadeleyi vatandaşı yoksullaştırmakta buluyor”
"Çalışanları Yoksullaştırmaya Kararlılar"
Karatepe, hükümetin "enflasyonla mücadele" adı altında çalışanları yoksullaştırdığını ve enflasyon karşısında ezdiğini savundu. Merkez Bankası'nın 2026 yılı için öngördüğü enflasyon tahmini ile kamu çalışanlarına sunulan maaş zammı teklifinin örtüşmesinin, bu süreçte sanıldığı kadar "masum" olmadıklarını açıkça gösterdiğini belirtti.
"MERKEZ BANKASI BU SÜREÇTE MASUM DEĞIL"
Karatepe, kamu çalışanlarının maaş artışlarıyla ilgili toplu sözleşme görüşmelerini yakından takip ettiklerini söyledi. İlk teklif olan yüzde 10 ve yüzde 6'lık zammın merak uyandırdığını, ancak Merkez Bankası'nın 2026 yılı enflasyon tahminini yüzde 16 olarak açıklamasıyla tablonun netleştiğini ifade etti. Karatepe, bu durumun, iktidarın çalışanları yoksullaştırmaya kararlı olduğunu gösterdiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
"Hatırlayacağınız gibi ortalama 10 gün önce iktidar kamu çalışanlarına ilk teklifini açıklamıştı. Hepimiz 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6’lık oranı nasıl buldular diye merak ettik. Fakat bu merakımız uzun sürmedi. Geçen hafta Merkez Bankası senenin 3’üncü enflasyon raporunu yayımladı. Hem 2025 yılı için hem de 2026 ve takip eden yıllara ilişkin enflasyonun nasıl seyredeceğine ilişkin düşüncelerini kamuoyuyla paylaştı. Çok ilginçtir, 2026 senesinde Merkez Bankasının beklediği enflasyon oranı yüzde 16 olarak açıklandığını geçen hafta perşembe günü yapılan Enflasyon Raporu sunumunda net biçimde gördük. Kamu çalışanlarına teklif edilen yüzde 16,6 zam ile birebir örtüşen bir enflasyon tahmini olduğunu net biçimde gördük. Bu bizlere şunu gösteriyor; aslına bakarsak iktidar uygulamakta olduğu programı uygulamaya oldukça emin. Yani çalışanları yoksullaştırmaya, enflasyon karşısında ezdirmeye oldukça emin. Her ne kadar Merkez Bankası ücret artışında kendilerinin bir dahli olmadığını söylese de onların 2026 yılı için öngördükleri enflasyon oranıyla, kamu çalışanlarına sunulan teklifin örtüşmesi aslına bakarsak bu süreçte bu kadar da masum olmadıklarını net bir biçimde gösteriyor. Zaten başkan yardımcılarının açıklamalarına baktığımız zaman aslına bakarsak ‘Geçmişe göre endekslemeyi bırakalım, ileriye yönelik ya da tahminlere bağlı olarak ücret artışlarını belirleyelim’ kısmının bu son teklifte oldukça vücut bulduğunu net bir biçimde görüyoruz.
Memurlara sunulan yeni teklifin yetersiz olduğunu söyleyen Karatepe, yüzde 11 ve yüzde 7'lik zam oranının yıllık yüzde 18.77'ye denk geldiğini ancak Merkez Bankası'nın enflasyon tahmin aralığının yüzde 20'ye kadar çıkabileceğini belirtti.
"VERGI YÜKÜ ÇOK AĞIR"
Karatepe, ücretli çalışanların omuzlarındaki vergi yükünün çok ağır olduğunu ifade ederek, "Bunun yolu da gelirlerinde ciddi bir artış yapmak. Aksi taktirde derinleşen yoksulluk altında ezilmeye devam edecekler. Tabii biz çalışanların maaşlarından söz ediyoruz fakat her ne kadar kazandıkları geçinmelerine imlan vermiyor olsa da bu insanların omuzlarında çok ağır bir vergi yükü olduğunu bir kez daha ifade etmek isterim. Bugün Türkiye’de iktidarın topladığı ya da Hazine’nin elde ettiği toplam vergi gelirinin yüzde 66’sı dolaylı vergilerden oluşuyor. Bunun büyük çoğunluğunu da siz yurttaşlarımız harcama yaparken ödüyorsunuz. Yani para harcadığınız zaman yüksek oranda dolaylı vergi ödüyorsunuz. Ama yalnız harcarken değil, kazanırken de ödediğinizi hatırlatmak isterim. Türkiye’de elde edilen gelir vergisinin yüzde 65,4’ü, ki bu TEPAV’ın çalışmasında net bir biçimde 2024 yılı için ortaya konmuştur, vatandaşların omuzlarında çok ağır bir vergi yükü var." şeklinde konuştu.
ÖĞRENCI YURTLARI ELEŞTIRISI
Eğitim-öğretim yılının başlamasına da değinen Karatepe, Türkiye'deki öğrenci yurtlarının yetersizliğini eleştirdi. "Bugün Türkiye’de yurt imkanlarına baktığınız zaman büyük kısmının yalnız öğrencilerin yatmalarına imkan veren, 15-16 kişilik odalardan oluştuğunu biliyoruz. Biz CHP olarak iktidara geldiğimizde ilk bir yıl içerisinde 2 kişilik, maksimum 3 öğrencinin yaşadığı, içinde tüm olanakların bulunduğu; çalışma masalarının, dolapların, banyosunun, tuvaletinin olduğu yurt olanağını sağlayacağız. Bakın bu çok zor bir şey değil. Ben de üniversite öğrencisiyken bir yurtta yaşadım. Yurdumuz ranzalı değildi ve 3 kişilikti. Bundan seneler önce çok iyi koşullarda kalabiliyorduk. Fakat, geldiğimiz noktada öğrencilerimiz nerede kalacaklarının endişesini taşıyor" dedi.
