“Millet İradesine Sahip Çıkıyor” buluşmalarının bu haftaki durağı Tokat..

Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının tutuklanmasının ardından başlatılan “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” buluşmalarının Türkiye ayağının bu haftaki durağı Tokat oldu. CHP lideri Özgür Özel, meydanda toplanan yurttaşlara seslendi...

Özgür Özel, Tokat'ta Bakan Tunç'a seslendi: İfşa ettiği avukatın neden tutuklanmadığını açıkladı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in, önümüzdeki ilk genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiği seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının yargı görünümlü iktidar kumpasıyla tutuklanmasının ardından başlattığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” buluşmalarının Türkiye ayağının bu haftaki durağı, Tokat oldu.

İmamoğlu’nun Silivri’den Gaziosmanpaşa Bulvarı’na yolladığı mektubu, CHP Tokat İl Başkanı Çağdaş Kurtgöz okudu.

İmamoğlu, Kurtgöz tarafından okunan mektubunda şunları söyledi:

“Sevgili Tokatlı hemşerilerim, bu güzel memleketin güzel insanları, adalete inanan, hürriyetin kıymetini iyi bilen, benim güzel vatandaşlarım, haksızlıklara karşı dimdik duran, millet iradesinin üstünde güç tanımayan, güzel hemşerilerim… Bugün ne yazık ki sizlerle aynı meydanda değilim, ama sizinle berabermişim gibi hissediyorum. Çünkü sizlerle aynı duyguda, aynı sevgide, aynı beraberlik hissinde buluşabiliyorum. Bu da bana güç veriyor, umudumu tazeliyor. Türkiye’nin her köşesinde adaletin, eşitliğin ve hürriyetin yeniden yeşereceğine olan inancımı daha da pekiştiriyor.”

"Gençler umutsuz, kadınlar dışlanmış..."

“Kıymetli kardeşlerim; sizler, bu ülkenin alın teriyle geçinen, kendi emeğinden başka hiçbir şeye, hiç kimseye güvenemeden ayakta kalabilen ama yıllardır ihmal edilen, sesi duyulmayan sessiz çoğunluğusunuz. Ülkemizin dört bir yanındaki vatandaşlarımızın ortaklaştığı meselemiz şudur: Millet bıkmış! Gençler umutsuz! Kadınlar dışlanmış! Çiftçiler kırgın! Tokatlılar da öyle! Bakın; bu güzel şehir, tarihin yükünü, toprağın bereketini, kültürün zenginliğini yüzyıllardır taşıyor. Bu yüzden bugün Tokat’ta yükselen her ses, sadece Tokat için değil, Türkiye için de bir adalet çağrısıdır. Bugün ülkenin dört bir yanında olduğu gibi, Tokat’ta da adalet yerini bulsun, herkes hak ettiğini alsın, gençler memleketini terk etmek, göç etmek zorunda kalmasın, kadınlar dışlanmasın, çiftçiler ürettiğinin karşılığını alabilsin istiyoruz.”

“Ama ne yazık ki, görüyoruz ki iktidar sahipleri milletin derdiyle değil, koltuklarının derdiyle meşgul. Eğer dertleri millet olsaydı, bu güzel memleketten 15 yılda 600 binden fazla insanın neden göç ettiğine kulak verirlerdi. Eğer dertleri bu güzel ülkenin toprakları olsaydı, Tokatlı çiftçimizin neden her sabah borçla uyandığına bakarlardı. Eğer dertleri adalet olsaydı, ben ve çalışma arkadaşlarım bugün Silivri zindanında değil, sizlerle birlikte, bu meydanda olurduk. Tokatlı gençler neden gidiyor? Çünkü onların buraya dair umutlarını soldurdular. Çiftçiler neden toprağını ekemiyor? Kadınlar neden iş bulamıyor? Çünkü eşitlik sadece lafta kaldı.”

“Tokat gibi bir şehirde tarım neden bu kadar zorda? Neden sanayi büyümüyor, neden gençler işsiz? Neden Tokatlılar İstanbul’un çeper ilçelerinde ağır şartlarda çalışmak zorunda kalıyor? Çünkü bugünün iktidarı ne Tokat’ın sesini duyuyor ne Türkiye’nin derdini biliyor. Vergiyi sizden alıyorlar ama hizmeti başkasına veriyorlar. Adalet diye bağıranları duymuyorlar, sadece bir avuç azınlık için çalışıyorlar. Tokat’ın insanlarını değil, yalnızca rantı görüyorlar. Çünkü onların gözünde Tokat sadece bir oy deposu! Ama biz biliyoruz: Tokat bir hazine! Tokat bir cevher! Tokat bu ülkenin kalbi! Tokat bugün tarımı, doğal güzellikleriyle herkes tarafından bilinmeyi hak ediyor.”

"İstanbul’da ne yaptıysak, Tokat’ta da aynısını yapacağız"

“Biz, Tokat’ın potansiyelini gerçekleştirmesini istiyoruz; Tokat’ın kültürünün, doğal güzelliklerinin taşının toprağının değerini biliyoruz. Bu yüzden biz, bu düzeni değiştirmeye geliyoruz. Biz; kimseyi dışlamadan, kimsenin kimliğine, inancına, kökenine bakmadan; herkese eşit davranan bir devlet hayal ediyoruz. Bizim derdimiz belli: Adaleti sadece mahkeme salonlarında değil, hayatın her alanında sağlamak. Vergisini ödeyen her yurttaşın, hakkıyla hizmet alacağı, eşit muamele göreceği bir düzen kurmak. Biz, farklı bir Türkiye hayal ediyoruz. Yerelden, çiftçiden, köylü çocuğundan, Tokat’ta bir gelecek hayal eden gençlerden, anne babalardan başlayacağız. Tokat gibi bereketli, kadim şehirlerimizi hak ettiği yere getireceğiz. İstanbul’da ne yaptıysak, Tokat’ta da aynısını yapacağız. Ayrımcılık olmadan, adaletsizliğe geçit vermeden, herkes için çalışacağız.

Özgür Özel yurttaşlara seslendi

Cumhuriyet Halk Partisi lideri Özgür Özel, 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingi için gittiği Tokat'tan yurttaşlara seslendi.

Özel'in konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Mitinge değil, eylem yapmaya geldik.

Bir avuç çete var karşımızda. Tokatlıyı duymayan, aldığı desteğe rağmen, yüzünü değil sırtını dönenler var.

Artık kale siyaseti bitmiştir. Bu iktidar Tokat'ı çok üzmüş. 2008'de Tekel'i 2018'de Şeker Fabrikasını satmış. AKP geldiğinde Türkiye 60 milyondu.

Türkiye 60 milyondan 86 milyona çıktı. Ama Tokat'ın nüfusu küçüldü, zayıfladı, işsizlik arttı.

Biz Tokat'ın toprağını, merasını, insanını savunmaya devam edeceğiz.

Niksar yolunun yapılmaması, Türk-İslam Medeniyetinin ilk medreselerinden tutun da Sepastapolis'e kadar turizmle bacasız sanayi ile buraya dünya kadar döviz gelecekken Tokat'ı bundan mahrum bırakan yönetime hep birlikte son vermeye hazır mısınız?

Ekrem Başkan'ın beyaz gömleğine, kolları sıvamasına hazır mısınız? Ekrem Başkan için, belediye başkanlarımız için, Murat Çalık için, evlatlarından ayrı anneler için... Bütün telefon ışıklarını Filistin'de açlık ölen insanlar için yakmanızı bekliyoruz. Onlar da Silivri'deki hücrelerinden sizi izliyorlar.

Kimin babası Trump'tan korkuyorsa, ülkenin menfaatleriyle Trump'ın menfaatleri arasında sıkışıp kalıyorsa, Netanyahu ile kayıkçı kavgası yapıp günlerdir açlıktan ölen çocuklar için esaslı bir tavır koymuyorsa o da yanlış yapıyordur.

Filistin için en sert tavrın gösterilmesini bekliyoruz. CHP'nin Filistin için duruşu, Yaser Arafat'ın yanında Ecevit'in duruşudur. Deniz Gezmiş'in duruşudur.

Elbette Azerbaycan için iyi bir şey varsa biz memnunuz. Azerbaycan ve Ermenistan ile anlaşmasından memnunuz.

"Erdoğan'ın TikTokçu Hakan'ın fiyaskoları..."

Ama oradaki anlaşma Zengezur koridoru üzerinden Türkiye'yi Kafkaslara bağlayan, yumuşak güç performansı yaratacakken masaya Trump'ın oturması, Türkiye'nin seyirci olması kabul edilemez! Erdoğan'ın TikTokçu Hakan'ın dış politikadaki fiyaskolarından Türkiye bıkmıştır!

Artık Erdoğan için geri sayım başlamıştır"

“Burayı öyle bir doldurdunuz ki arkada bir ara sokak ve arka tarafta uzayan yol boyunca sesini duyurmaya çalışanlar var. Tayyip Bey onları bir ilçede bulsa sırf onlarla miting yapar. Tayyip Erdoğan sokağa çıkabiliyor mu? Hatırınızı sorabiliyor mu? Pazarda dolaşabiliyor mu? Esnafa gidip ‘İşler nasıl?’ diyebiliyor mu? Bak emekli ‘Öldüm’ diyor. Emekliye sahip çıkıyor mu? Asgari ücretliye? Tokatlı üreticiye, çiftçiye? O zaman Tayyip Erdoğan ile bizim bir işimiz kaldı mı? Artık Erdoğan için geri sayım başlamıştır. Kendisine Tokat’tan sesleniyoruz. Daha fazla kaçamazsın. Emekli ‘Tabuta girdim’ diyor, görmezden gelemezsin. Tokat senden bıkmış, daha fazla kaçamazsın. Erken seçim istiyoruz. Seçim sandığını istiyoruz. Şöyle seslenebiliriz: ‘Ey Erdoğan, ben halkım. Ben milletim. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Adayımı bırak, sandığı getir. Erken seçim istiyorum.’”

"DEM'leniyorsun diyenler pazarlığa oturdular"

“Bu arada Erdoğan, 25 Mart 2024 günü, yani 31 Mart seçimlerinden altı gün önce bir pazartesi günü buraya gelip, burada bir konuşma yaptı. O konuşmada Cumhuriyet Halk Partisi’ni üç - beş belediye almak için DEM ile ittifak yapmakla, ‘demlenmekle’ suçladı, ‘Talimatı Kandil’den alıyorlar’ dedi. Geçtiğimiz süreçte Cumhuriyet Halk Partisi’nin hiçbir yerden talimat almadığı gibi Türk ile Kürt’ü, Alevi ile Sünni’yi asla ve asla ayırmadığını, bu ülkedeki her etnisiteye, her mezhebe saygı duyduğunu, Türkiye ittifakıyla bütün herkesi kucakladığını hep söyledik, hep gösterdik. Geçtiğimiz günlerde belediyelere birer Kürt kökenli vatandaş girdi diye bize ‘Demleniyorsun’ diyenler, terör örgütü lideriyle beraber pazarlığa oturdular. İki yıldır sürdürdükleri müzakerelerin sonuçları ortaya çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman olduğu gibi asla kapalı kapılar arkasında pazarlığı değil ama ‘Silah susacaksa, kan duracaksa, şehit aileleri, gaziler rızalık verecekse, terör bitecekse, teröre giden para bu millete gelecekse, o zaman adres Meclis’tir’ dedik. Şimdi Meclis’te kurulan bir komisyonda aklı evvel birileri bize diyorlar ki ‘Komisyonda olmayın.’ Buradan, Tokat’tan hepinizin gözünün içine baka baka söylüyorum ki kimse CHP’nin içinde olduğu komisyondan korkmasın, CHP’nin olmadığı yerden korkun. Geçtiğimiz gün komisyona Milli İstihbarat Teşkilatı geldi ve sunum yaptı. MİT mensubu gizlidir. Bize de geldiklerinde envai çeşit tedbir alıyorlar. Haklarıdır. Yüzü görünürse hedef olurlar. Bu toplantıyı, sanki komisyonun bütün toplantıları gizli olacakmış gibi gösterenler var. Açıkça ifade ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi’nin olduğu yerde kimse milletten bir şey kaçıramaz, bir şey gizleyemez. Yarından sonra Türkiye’deki üç büyük şehit ailesi ve gazi derneğiyle, onların üst yapılarıyla bir kez daha beraber olacağız, her şeyi konuşacağız. Herkes şunu bilsin ki Cumhuriyet’i kuran partiden, 100 yıl önce Kürt ve Türk’ün omuz omuza savaştığı, Kurtuluş Savaşı’nı veren partiden kimse ne ayrılık, ne Cumhuriyet’e ihanet, ne Türkiye’ye bir haksızlığa sessiz kalma beklemesin. Cumhuriyet Halk Partisi buradadır, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi buradadır. O yüzden bütün endişelere hak vererek ama büyük bir özgüvenle, ne yaptığımızı bilerek buradayız. Birilerinin planlarıyla bizim geçmişteki gibi yalnızlaşmamızı, yüzde 20’lere - 25’lere sıkışmamızı, kendilerinin de istediği gibi fink atmasını hesap edenlerin hesabı boşa çıkmıştır, çıkacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi kurulduğu gün de son girdiği seçimde de bütün anketlerde de Türkiye’nin birinci partisidir.”

"Türk milletinin başına bu sefer AK Toroslar çetesini bela etmiştir"

“19 Mart darbesinin üzerinden tam 144 gün geçti. Erdoğan demişti ki ‘Göreceksiniz bir ay olmadan birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar. Ailelerinin bile gözünün içine bakamayacaklar.’ Şimdi değil 30, 144 gün geçti. Her geçen gün daha kalabalığız, birbirimize daha çok sarılıyoruz. Birbirimizin yüzüne de bakıyoruz, gözüne de bakıyoruz Birbirimize inanıyoruz. Çünkü hep beraber AK Parti’nin kara düzenine karşı omuz omuza iktidara yürüyoruz. Buradan Tokatlıların yüzüne de bakarak, Türkiye’nin gözünün içine bakarak söylüyorum. Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarımız suçsuzdur, suçları Erdoğan’ı yenmektir. Suçları, iktidarı değiştirecek olmaktır. Ekrem İmamoğlu, milletin takdiriyle bir sonraki Cumhurbaşkanı olacaktır. İşte bundan korkan, bununla baş edemeyen Erdoğan, beyaz toroslardan canı yanmış Türk milletinin başına bu sefer AK Toroslar çetesini bela etmiştir. İstanbul Çağlayan’da bu millete beyaz toros göstererek meydan okuyan hadsizler iyice işi zıvanadan çıkarmışlardır. Geçtiğimiz hafta Çarşamba günü, Tuzla’da bu AK Toroslar çetesinin neler yaptığını anlatmıştım. Çok sayıda avukatın gidip tutukları gezip, ‘Benim dediğim gibi ifade verirsen, ben savcının adamıyım, savcı benim arkadaşım, dediğim gibi ifade verirsen serbest kalırsın.’ Ayrıca bazılarından da yüksek miktarda paralar isteyerek, ‘Bunu ödersen serbest kalırsın’ dediklerini ve Çağlayan Adliyesi’nde bir İBB borsası oluştuğunu söylemiş, bir avukatın ismini vermiştim. Buradan tekrar ediyorum. Mehmet Yıldırım isimli avukat tutuklulara gidip, ailelerine gidip, para isteyip, onlardan menfaat temin edip, onlara nasıl ifade vereceklerini söyleyeceğini, serbest kalacağını söylemiştir. Bu konuda kayıtlar mevcuttur. Kayıtların dökümleri HSK dilekçemize iki hafta önce verdiğimiz şikayet dilekçemize ek olarak HSK’ya sunulmaktadır. Ancak öyle bir HSK vardır ki bu savcılara işten el çektirmek yerine hiç olmazsa birinin isminin üstünde yoğunlaşan iddialarda bir süreliğine müfettiş tayin edip bu adamı durdurmak yerine ne yapmaktadır? Dönüp ahmak davasında Ekrem Başkan’a ceza verilirken karşı oy yazan hakimi Samsun’a sürmektedir. Güya İstanbul Başsavcısı Akın’ı, Ekrem Başkanın tehdit ettiği iddia edildiği mahkemede karşı oy yazan hakimi görevinden alıp iş mahkemesine, tenzili rütbe yaparak bir başka mahkemeye yollamaktadır. Diplomanın iptaline karşı açtığımız davada dört dörtlük soruları İstanbul Üniversitesine soran İstanbul 5’inci İdare Mahkemesi heyetini değiştirmektedir. İhale davasında dört kez mütalaa vermeyen savcıyı uyaran hakimi, görevini yapan hakimi Diyarbakır Asliye Cezaya sürmektedir.”

"Avukatı tutuklayamazlar, konuşursa sistem çöker"

“Buradan Adalet Bakanına sesleniyorum. Millet senden adalet beklerken, İzmir’de iddianameyi 10 günde hazırlayıp ‘Tutuksuz yargılama esastır’ diyen hakimlerin sürülmesine sessiz kalıyorsun, dönüyorsun burada milletten para isteyen avukat, savcı çetesine susuyorsun. Gün gelir bunların hesabı hepinizden sorulur. Değerli Tokatlılar. Bakın ne oldu? Geçenlerde Tuzla’da söylediğimiz avukat ve bu konuda yaptığımız açıklamaya İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı bir şey söylemek yerine ertesi gün savcılarını topladı, bir özel görüşme yaptı. Sonra bir bakıldı avukat Antalya’dan yurtdışına kaçarken yakalandı. Burada kimse kimseyi kandırmasın. Ne olduğunu biliyoruz. Güya avukat suçlu, savcılar suçsuz. Avukat kaçıyordu yakalandı. Yok öyle yağma. Avukatı getirdiler, en günahsız makam şoförünü, en günahsız özel kalem çalışanlarını dört gün Vatan Emniyette tutup sonra sorguya çağıranlar, bu avukatı direkt ifadeye aldılar. Avukatı sorguladılar. Suçunun türü menfaat temini. Nüfuz ticareti. Nüfuz ticaretinden yazmış; ‘Nüfuz ticaretinden dolayı kendisine ev hapsi veriyoruz.’ Çünkü burada tutuklama yasağı var. Kitapta şöyle yazıyor; ‘Tutuklama yasağının olması için yatarının neredeyse olmadığı, üst sınırın iki yıl olduğu suçlar lazım.’ Bu suçta beş yıl ceza var, avukat yaparsa bunu yedi buçuk yıl. Öbür tarafta Mehmet Pehlivan üst sınırı dört yıl olan suçtan tutuklu, burada ise ‘Tutuklama yasağı var’ diyor. Çünkü o avukat, o savcılarla birlikte iş tutuyor. Onu alıp tutuklamazlar. Konuşursa bütün sistem çöker. Ama ona bunu yapanlar bu şikayetlerin önüne geçemeyecekler. Bakın daha bugün bir başka mağdur çıktı dedi ki ‘Avukatlar geliyor, ‘Para verirsen seni çıkarırız’ diyor. Bunlar SEGBİS biz kayıtlarına geçtiler. Karşımızda kadınlara, ‘Çocuğuna kavuşacaksan iftira at, eve git, yoksa Silivri’ye git’ diyenler var. Kadınları yanlarına ya da SEGBİS’e avukatsız çıkarıp ‘Avukatının yanında konuşamıyorsun’ diyenler var. Tutukluları yaşlı anasıyla, babasıyla tehdit edenler, gencecik karısıyla, evladıyla tehdit edenler, hasta çocuğuyla tehdit edenler var.

Hakimler ve Savcılar Kurulu’na tane tane, detay detay yazdık, yolladık. Bunu kim yapmış, kime yapmış, nerede yapmış? Para isteyeni de anlattık, tehdit edeni de anlattık. Ama bir ülkede sırf birisi rakibinden kurtulsun diye bu kadar büyük haksızlıklara uğrayacaksa… O avukat kaçıyordu yakalandı. Herkese ‘kaçma şüphesi’ diyorsun, Yunan Adası’na kaçana ev hapsi veriyorsun. Telefonunu aldın mı, kopyasını aldın mı, savcıyla yaptığı görüşmelere baktın mı? Herkese baz kaydı bakıyorsun, baz kaydı baktın mı? Sen bu avukatla, bu savcı WhatsApp’tan kaç kere kaç dakika görüşmüş, kaydı aldın mı, hiç bir tanesi yok. Şu kadarını söylüyorum. Bu kadar haksızlığa, bu kadar adaletsizliğe, bu kadar vicdansızlığa karşı, evet bu dünyada da gelecek ilk sandıkta da öbür dünyada da iki elimiz yakanızda, iki elimiz yakanızda. Bak Erdoğan ya bu işten sıyrıl, bu çeteyi dağıt ya da bütün sorumluluk bir kez daha sendedir. Adalet Bakanı, yanındakilere, ‘Ben de rahatsızım’ diyorsun. Akın Gürlek’e güç yetiştiremiyorsun. Eğer AK Toroslar çetesini dağıtmasanız o çetenin üyesisiniz, o çetenin sahibi sizsiniz."

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..