'Yangını söndürürken kahramanız ama sahadan dönerken bir hiçiz'
Hataylı itfaiyeciler, yangınlarda kahraman ilan edildiklerini söylüyor. Ama dahası var: Maaşlar düşük, mesailer eksik ve emekleri gasp ediliyor...
Hataylı depremzede itfaiyeciler anlatıyor: 'Yangını söndürürken kahramanız ama sahadan dönerken bir hiçiz'
Türkiye bu yaz ardı ardına çıkan orman yangınlarıyla sarsıldı. Akdeniz ve Ege’de alevler günlerce söndürülmedi, yeşil alanlar küle döndü. Yangınlara müdahalede iktidarın yetersizliği tartışılırken, canını ortaya koyan orman işçileri, itfaiyeciler ve gönüllüler yine gündemdeydi.
soL'dan Özkan Öztaş'ın haberinde, Hataylı itfaiyeciler, bu yangınlarda yalnızca doğayla değil, kendi hayat koşullarıyla da mücadele ettiklerini anlatıyor. Depremi yaşayan, evlerini kaybeden, sonra yine yangınların ortasına koşan bu emekçiler, bugünlerde “imdat” diyor.
İtfaiyecilerden birinin sözleri durumu özetliyor:
“Yangının büyüğü mutfağımızda. Alın terimizle geçinemiyoruz.”
'Ayda 240 saat çalıştırıp 210 saat ödüyorlar'
Türkiye’de yasal çalışma süresi ayda 180 saat. Ancak bu, kâğıt üzerinde kalıyor.
Hataylı itfaiyecilerden Mehmet* bu gerçeği şöyle anlatıyor: "Biz 240-280 saat çalışıyoruz. Ama ödeme yapılırken 210 saat üzerinden maaş veriyorlar. Yani 280 saat çalıştırıp 210 saat sayıyorlar.”
Nöbet sisteminde iş yükünün daha da ağırlaştığını belirten Mehmet, yeni dayatılan uygulamayı şöyle aktarıyor:
“Geçenlerde bir kağıda imza attırdılar. Artık 202,5 saat üzerinden ödeme yapılacak dediler. Yani zaten az ödedikleri mesai ücretlerini daha da düşürüyorlar. Bayram ikramiyeleri de iptal edildi.”
Sınır ötesinde gönüllü sayıldılar
İtfaiyecilerin hâlâ bir meslek yasası yok. Aynı işyerinde farklı statülerde çalışanlar bulunuyor: 657’ye tabi memurlar, sözleşmeliler, geçici işçiler… Aynı işi yapan emekçiler farklı ücret alıyor.
Zekeriya* yaşadıklarını anlatırken sözü Suriye’deki görevlerine getiriyor:
“Suriye’de yangın çıkınca biz de görevlendirildik. 6-8 saat hiç durmadan çalıştık. Sonra nöbeti diğer ekip arkadaşlarımıza devrettik. Hatay’a dönünce öğrendik ki oradaki faaliyetlerimiz ne mesaiden sayılmış, ne de dış görev olarak kaydedilmiş. Bayağı gönüllü gitmiş olduk. Evet, yangın olsa yine gideriz. Ama mesele bu değil. Sen işçiyi çalıştırıyorsun ama hakkını ‘gönüllü’ diyerek yok sayıyorsun. Bu emek gaspıdır, hırsızlıktan farkı yok.”
'Sendikadan çıkın' baskısı
Emin*, belediye yönetiminin sendikal örgütlenmeye yaklaşımını şöyle aktarıyor:
“Lütfü Savaş döneminde bize ‘sendikadan çıkın, maaşınız artacak’ dediler. Piramit sistemi falan bir sürü şey dediler. Ay sonunda üç-beş kuruş fazla alırsınız diye kandırdılar. Biz de kabul ettik. Ama şimdi gördük ki sendikalı işçiler kazanıyor, biz kaybediyoruz. Bizi sendikadan uzaklaştırmak için oyun oynamışlar.”
Neden kandıklarını sorunca, yüzünde acı bir tebessümle yanıtlıyor:
“Üç kuruş için her şeyi yapmaya hazır bir işçi topluluğuna dönüştürdüler bizi. Depremzedeyiz, daha çok almamız gerekirken daha az alıyoruz.”
'Türkiye’de en az maaş alan itfaiyecilerdeniz'
Türkiye’de itfaiyeciler arasında ücret eşitliği yok. Her belediyede uygulama farklı. Hataylı itfaiyeciler, en düşük maaşı alanlar arasında olduklarını söylüyor.
Mehmet: “Elimize geçen net para 33 bin TL. Canımızı dişimize takıyoruz, yangınların ortasında çalışıyoruz. Ama inanın hiçbir şeye yetmiyor. Depremde evlerimiz yıkıldı. Hayatta kalanlarımız arama kurtarmada görev aldı. Burada her şey ateş pahası. İşsizlik had safhada. Üç kuruş fazla verecekler dediler, sendikadan uzaklaştırdılar. Ama mücadele gücümüzü de elimizden aldılar.”
'Yangına giderken kahraman, belediyeye dönünce tehdit ediliyoruz'
Hatay Büyükşehir Belediyesi’nde maaşlar her ayın 10’unda ödeniyordu. Ancak Eylül'den itibaren 15’inde ödenecek. İşçiler, “Aradaki beş gün ne olacak?” diye sorduğunda aldıkları yanıt şu olmuş: “Fark yok, herkes aldığıyla devam edecek.”
Zekeriya anlatıyor:
“Yangına giderken halk bizi kahraman görüyor. Sınır ötesine, Defne’ye, Belen’e yangınlara koşturuyoruz. Ama belediyeye döndüğümüzde ‘dua edin ki işiniz var’ diye tehdit ediliyoruz. Bir yandan deprem, bir yandan emek gasbı, bir yandan ölümüne çalıştığımız bir meslek… Biz sadece hak ettiğimiz yaşamı istiyoruz.”
Hataylı itfaiye işçiler yalnızca hak ettikleri maaşı ve insanca bir yaşam talebiyle mücadele ediyor. Ama seslerini kimse duymuyor. O kadar çok baskı görüyorlar ki söyleşimiz biterken yine hatırlatıyorlar: "Aman, ismimizi farklı yaz. Başımız yanmasın"...