Milli Eğitim Bakanlığı'nın verileri korkunç tabloyu gözler önüne serdi!
Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamaya göre, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 2024/2025 eğitim öğretim yılsonu örgün eğitim istatistikleri, Türkiye'deki eğitim sisteminin ticarileşme ve dinselleşme yönünde hızla dönüştüğünü gösteriyor...
MEB verileri korkunç tabloyu gözler önüne serdi: Devlet okulları azaldı, özel okullar arttı
Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamaya göre, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 2024/2025 eğitim öğretim yılsonu örgün eğitim istatistikleri, Türkiye'deki eğitim sisteminin ticarileşme ve dinselleşme yönünde hızla dönüştüğünü gösteriyor.
Açıklamada, kamusal eğitimin adım adım tasfiye edildiği, özel öğretimin ve dini eğitim veren kurumların belirgin şekilde teşvik edildiği vurgulandı.
MEB verileri, kamusal eğitimin daraltıldığını çarpıcı rakamlarla ortaya koyuyor:
Devlet okullarının sayısı son bir yılda 61 bin 111’den 59 bin 336’ya düşerken, özel okul sayısı 14 bin 352’den 14 bin 700’e yükseldi.
Devlet okullarındaki öğrenci sayısı yarım milyondan fazla azalırken, açık öğretim lisesindeki öğrenci sayısı 1 milyona dayanmıştır (954 bin 777). Eğitim Sen, bu durumu milyonlarca gencin örgün eğitimden koparıldığı ve nitelikli eğitim hakkından mahrum bırakıldığı şeklinde değerlendiriyor.
Ortaöğretimde (Lise) devlet okullarındaki öğrenci sayısı ciddi biçimde azalmıştır. Açık lisedeki öğrenci sayısı ise yoksul ailelerin çocuklarının örgün eğitimden dışlanmasının en önemli göstergelerinden biri olarak ifade edildi.
Okul öncesi eğitimdeki veriler, iktidarın eğitimdeki yönelimini netleştiriyor:
Okul öncesi kurumlarında devlet okullarının sayısı azalırken, özel okul sayısı artmış ve özel öğretimin oranı %41’e çıkmıştır (Önceki yıl %36).
MEB istatistiklerinde "Toplum Temelli Kurumlar" adıyla yer alan ve içinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 4-6 yaş grubu dini eğitim verdiği kurumların sayısı bir yılda 5 bin 306’dan 6 bin 459’a yükseldi. Bu kurumlarda eğitim alan çocuk sayısı ise bir önceki yıla göre %33 artışla 163 bin 26’ya ulaştı. Eğitim Sen, bu durumu laik-bilimsel eğitim yerine dinci gerici kurumların yaygınlaştırılması olarak niteledi.
Güvencesizleştirme
Öğretmenlerin istihdam yapısı da eğitimdeki eşitsizliği gözler önüne seriyor:
Devlet okullarındaki sözleşmeli öğretmen sayısı geçen yıl 44 bin iken, bu yıl 64 bin 509’a yükseldi.
Bu artış, güvencesiz istihdamın hızla yayıldığını, öğretmenler arasında ayrımcılık yarattığını ve emeği değersizleştirerek eğitimin niteliğini olumsuz etkilediğini gösteriyor.
Eğitim Sen'den tepki
Açıklamada, tüm verilerin birlikte değerlendirildiğinde kamusal eğitimin sistemli bir biçimde tasfiye edildiği sonucuna varıldığı belirtildi. Devletin kendi okullarını kapatıp özel öğretimi teşvik etmesiyle, Diyanet’in, tarikat ve cemaat yapılarının okul öncesinden itibaren eğitim sürecinde etkin hale gelmesine izin verildiği vurgulandı.
Eğitim Sen, bu durumun eğitimi bir hak olmaktan çıkarıp piyasanın ve dinci gerici kurumların etkisine terk ettiğini ve toplumun demokratikleşme sürecini kesintiye uğratan ciddi bir tehdit anlamına geldiğini belirterek, eğitim hakkının savunulmasının toplumsal bir sorumluluk olduğunu ifade etti.