AKP'nin yargı paketinden DEPREM SUÇLULARINA örtülü af çıktı!..

"İnfaz düzenlemesi" adı altında deprem davalarındaki sanıklara tahliye yolunu açılıyor. On binlerce kişinin ölümüne neden olan müteahhitler cezalarını tamamlamadan serbest kalacak. 6 Şubat'ta yakınlarını kaybedenler, deprem sanıklarının kapsam dışı bırakılmasını istiyor...

 AKP'nin yargı paketinden deprem suçlularına örtülü af çıktı: 'Bu bir cezasızlık kalkanıdır'

AKP tarafından hazırlanan ve kamuoyunda tartışmalara neden olan 11. Yargı Paketi, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Paketin en can alıcı noktası ise "ceza infaz düzenlemesi" adı altında sunulan ancak pratikte ağır suçların faillerine tahliye yolunu açan 27. madde oldu. 

Düzenleme, 31 Temmuz 2023 tarihinden önce işlenen suçlarda hükümlülerin açık cezaevine geçişini ve denetimli serbestlikten yararlanma sürelerini 3’er yıl öne çekiyor. Bu tarih sınırı, 6 Şubat depremlerini ve öncesindeki iş cinayetlerini de kapsamına alarak, on binlerce insanın ölümüne neden olan sorumluların "cezasızlık" zırhına bürünmesi tehlikesini doğuruyor.

Meclis'e sunulan teklif terör, örgütlü suçlar, kasten öldürme, cinsel saldırı ve çocuk istismarı gibi suçları kapsam dışı bırakıyor gibi görünse de, şeytan ayrıntıda gizli. Hukuk tekniği açısından deprem davaları ve maden katliamları genellikle "taksirle öldürme" veya "bilinçli taksir" kapsamında değerlendiriliyor. Bu suç tipleri, paketteki istisna listesinde yer almıyor. Dolayısıyla, teklifin Meclis Genel Kurulu'ndan geçmesi halinde, depremde yıkılan binaların müteahhitlerinden, denetim sorumlularına, Amasra maden faciasının faillerine kadar pek çok isim, cezalarının infazını tamamlamadan aramıza karışacak.

Yaklaşık 115 bin hükümlünün bu düzenlemeden yararlanması bekleniyor.

'Deprem davalarının göz ardı edildiği her düzenleme meşruiyet sorunu barındırır'

Kahramanmaraş’ta 1480 kişinin hayatını kaybettiği, depremin simge yıkımlarından biri olan Ebrar Sitesi'ne ilişkin davanın avukatlarından Mert Doğan, düzenlemenin yaratacağı hukuki boşluğu soL’a değerlendirdi. Türkiye'deki ceza yargılamalarındaki en temel sorunun infaz rejimlerinin belirsizliği ve cezaların fiilen infaz edilmemesi olduğuna dikkat çeken Doğan, paketteki tehlikeyi şu sözlerle anlattı:

"Şimdi 11. Yargı Paketi’ndeki 27. maddeyle birlikte aslında burada yeni bir ceza indirimi, örtülü bir infaz indirimi düzenlenmiş oluyor. Özellikle bunun 31 Temmuz 2023 tarihi öncesindeki suçlar bakımından uygulanacak olması nedeniyle, deprem davalarında ortaya çıkan mahkumiyet cezalarının neredeyse infazının yapılmayacağı bir tabloyla karşılaşacağız."

Doğan, bu durumun Türkiye'deki infaz hukuk sisteminin halihazırda aksak olan yapısını daha da kötüleştireceğini vurgulayarak, meselenin bir "meşruiyet sorunu" yarattığının altını çizdi. Doğan değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:

"Eğer bu madde geçerse, resmi rakamlarla en az 53 bin kişinin öldüğü bir toplumsal felaket sonrasında, bu toplumsal felaketteki yargılamaları gözetmeksizin yapılmış olan her hukuki düzenleme bir meşruiyet sorunu barındırır. Bunu yok sayarak değerlendirme yapmak sağlıklı bir sonuç vermez."

1
Depremin ilk saniyelerinde 18 bloku yıkılan Ebrar Sitesi’nde 1480 kişi yaşamını yitirdi. Her blogun davası ayrı görülüyor. Fatma Irmak’ın ailesinin yaşamını yitirdiği K Blok davasında 1’i tutuku, 4’ü tutuksuz, 2’si firari ve 9’u kamu görevlisi olmak üzere 16 sanık yargılanıyor.

'Gerçek adaletin peşindeyiz'

Düzenlemeye en büyük tepki adalet arayışını sürdüren depremzede ailelerden geliyor. Ebrar Sitesi’nde ailesini yitiren Fatma Irmak, soL’a yaptığı açıklamada acılarını dahi yaşayamadan adalet mücadelesine giriştiklerini belirterek şunları söyledi:

"1480 kişinin öldürüldüğü Ebrar Sitesi’nde ailemi kaybettim. Ve bu acıyı taşıyan tek kişi değilim. Aynı kaderi paylaşan, aynı yıkımın altında sevdiklerini kaybeden ailelerle birlikte Adalet Peşinde Aileleri platformu olarak sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Bugün çocuklarını, anne babalarını, kardeşlerini toprağa veren binlerce insanın ortak yarası olarak kamuoyuna sesleniyorum. Biz o gece enkaz başında günlerce bekledik. Bir çığlık, bir nefes, bir yaşam belirtisi duyabilmek için. Sevdiklerimizin bedenlerini betonun içinden topladık. O karanlık geceden beri tek bir şeyin peşindeyiz: Gerçek adalet."

'Bu bir cezasızlık kalkanıdır'

Meclis’e getirilen 27. maddenin, çektikleri acıları ve kaybettikleri hayatları yok saydığını vurgulayan Irmak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu madde, depremde binlerce insanın ölümüne neden olanları koruyan ve onları yargının dışına iten bir cezasızlık kalkanıdır. Bu düzenleme, deprem suçlarını görünmez kılmak, fail zincirinin üzerini örtmek, soruşturmaları, teknik raporları, bilirkişi tespitlerini ve kamu görevlilerine giden sorumluluk hattını bir kalem darbesiyle silmek anlamına geliyor. Bizim en büyük korkumuz, dün yaşadığımız acının yarın tekrar yaşanmasıdır. Cezasızlık, yeni felaketlerin en büyük hazırlayıcısıdır."

Deprem suçlarının bu düzenlemenin kapsamı dışında bırakılması gerektiğini belirten Irmak, "Adalet Peşinde Aileleri olarak 27. maddeyi reddediyoruz. Biz, sevdiklerimizin mezar taşlarına ‘adalet çıkmazı’ yazılmasına izin vermeyeceğiz. Bu mücadeleyi son nefesimize kadar sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

'Covid izni'nden genel affa giden yol

Düzenlemenin temeli, pandemi döneminde cezaevlerindeki doluluğu ve bulaş riskini azaltmak amacıyla uygulamaya konulan "Covid-19 iznine" dayanıyor. 2020 yılında geçici bir tedbir olarak başlayan ve defalarca uzatılan bu izinler, şimdi kalıcı bir infaz rejimine dönüştürülmek isteniyor. 

Daha önce Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşınan benzer düzenlemeler için "eşitlik ilkesine aykırı olduğu" ve "örtülü af niteliği taşıdığı" gerekçesiyle iptal başvuruları yapılmıştı. Ancak AYM, bu düzenlemeleri bir "af" değil, "infaz yöntemi değişikliği" olarak yorumlayarak iptal istemlerini reddetmişti. 

Yüksek mahkemenin "Covid izni af değildir" kararı, iktidarın elini güçlendiren bir gerekçe olarak kullanılırken, hukukçular yapılanın fiili bir "kısmi genel af" olduğu konusunda hemfikir. Amaç ise aşırı dolan cezaevlerini boşaltmak.

1999'dan 6 Şubat'a

Türkiye'nin yakın tarihi, büyük felaketlerin ardından gelen aflarla sorumluların aklandığı örneklerle dolu. 1999 Gölcük Depremi sonrasında açılan binlerce davanın büyük çoğunluğu, o dönem çıkarılan ve kamuoyunda "Rahşan Affı" olarak bilinen düzenleme ile düşmüş, müteahhitlerin çoğu ceza almadan kurtulmuştu.

Bugün 11. Yargı Paketi ile yapılmak istenen düzenleme, 1999’da yaratılan cezasızlık kültürünü 6 Şubat sonrasında da devam ettirecek. Rant hırsıyla binlerce insana mezar olan evleri inşa edenlerin yasal kılıfla kurtarılması, yeni felaketlere de davetiye çıkaracak.

Emre Alım

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..