Naylon istilâya uğradık... Tepeden Tırnağa!


Naylon İstilâ


' Feza TİRYAKİ '

SivriSinekCazOnlar yerleşmeye geliyor. Toprağa ayak basmaya, ayak bastığı toprağı sahiplenmeye… Ülkemize göz koyan yayılmacı ülkelerin vatandaşlarından, yabancılardan söz ediyorum. Yeşil dolarını veriyor, senin binlerce yıllık vatan toprağına el koyuyor, senin egemenliğini alıyor.

Kimi toprağını, evini alıyor senin, kimi fabrikanı, üretimini…

Sen de buna karşılık onların sana verdikleri kâğıt parçalarını harcıyor, onlardan naylondan mallar alıyorsun. Örneğin, sana sattığın toprakların, egemenliğin karşılığında verdikleri, hem de borçlandırarak verdikleri tenekeden, naylondan arabalarına biniyorsun onların. Dört lâstik tekerin üzerinde kurulu, bu yalnızca binmeye, bir yerden bir yere gitmeye yarayan arabaya, kadınsan, bir tanrıça gibi kuruluyorsun, erkeksen, küçük dağları sen yarattın! Direksiyon başında öyle bir kurulmuş gidiyorsun ki… Öf!..

Cebinde de onların yapıp sattığı cep telefonun. Kulağında yine onlardan aldığın, bir matahmış gibi bir avuç para saydığın kulaklarını tıkayarak müzik dinleten, seni dünyadan koparıp alan naylondan kutucuklar… Evinde duvara sabitlettiğin, kocaman, incecik görünümlü son model aptal kutuları (televizyonlar)…

Ya toprağını ne yaptın? Geleceğine ne ettin?

Onu verdin! Naylon karşılığında! Annelerimizin eskiden eskicilere gömlek, ayakkabı vererek aldığı, beynini karıştıranlara kanarak bir şey alıyorum sandığı, o hiç tanımadığı, bizi zehirleyen, madde olarak hiçbir değeri olmayan naylon karşılığında…

*

Küçücük iki katlı bir ev. Burası koruma alanı. İnşaat yapma izni yok.İzin olsa yıkıp yerine kimbilir ne biçim ev yapacaklardır. Beton mezarlara döndüreceklerdir dağı taşı… Çok şükür buna izin yok…

Bir gün bakıyorum, doğayla kucak kucağa duran bu şirin evciğin içini boşaltıyorlar.

Kapıda bir kamyon. Ağzına kadar naylon dolu. Kaplama yapay maddeden yapılmış , yani naylondan yapılmış dolaplar, pencere çerçevesi, kapı, raf… Hepsi hepsi naylon!

Tahta parmaklıklar sökülüyor, yerine bunlardan dikiliyor. Eski tahta dolaplar kapı dışarı, bunlar içeri… Pırıl pırıl sahte bir pırıltıyla yanan, dokununca insanın içini ürperten beyaz dolaplar. Duvarlar, ön, yan bunlarla dolduruluyor, insanın içini ürperten naylon eşyalarla…

Sevinç içinde ev sahipleri. Oysa soğuk görünümlü, çevreye sağlığa aykırı maddeler yayan, insanın ruhuna aykırı malzemeyle doldurulan duvarların içine girecekler… Yaşarken bilmeden ölecekler…

Ekmek yapıyor ötede kadınlar, yağlı sac ekmeği… Eskiden ekmek teknesi vardı, ağaçtan yapılma. Hamur açılan hamur tahtaları, hamur sinileri vardı. Hamuru çevirmek için tahta kürekler, yağlamak için ise kurutulmuş kuş kanadı, kuş teleği.

Kalaylı bakır kazanlarlarda kaynardı pekmezler. Yaygılar pamuktandı, ketendendi, kıldandı, yündendi.

Şimdi bakıyorum, renkli naylon leğenler kullanılıyor hamur yoğurmak için bile… Kova naylondan, fıçılar naylon, süzgeç naylon, kalbur naylon! Peykeler, sandalyeler naylondan!

Sütü naylon kaplara sağıyorlar! Yemler naylondan çuvallarda, içlerindeki yem naylon! Genetiği değiştirilmiş gıdalar, naylon gıdalar! Bu gıdaların yem olarak girişi serbest. Yiyeceklerde de paketin üzerinde bunun yazılma zorunluluğu yokmuş… Gemileri naylon iplerle bağlıyorlar. Kadınların el emeği göz nuru oyalar nakışlar bile naylondan artık, iplikleri naylon!

Su istiyorum da bir evden koyu mavi renkli bir naylon bardakla verdiler. Su içtiğimiz bardağa kadar girmiş naylon! Üstümüz başımız, yüzümüz gözümüz, evimiz barkımız naylon!..

Kansere yol açtığı söylenen naylona sarılı neredeyse bütün yiyeceklerimiz… Yiyeceklerimiz, hele de sıcakken içine konursa, ekşili tuzluysalar bir de, naylona eriyerek karışacak olan yiyeceklerimiz… Naylon bidonlarda içme sularımız…

Kavanozlar naylon, peynirlerin neredeyse hepsi naylon içinde. Sıcak makarnayı naylon süzgeçle süzüyoruz çoğumuz. Kaynayan pekmezinin köpüğünü eline tutuşturulan naylon süzgeçle alıyor bunun tehlikesini bilmeyen köylümüz.

Naylon torbalarla taşıyoruz sebzeyi meyveyi. Herkesin eli dikiş tutuyor da bir kişi olsun ağzı bağlı. büzgülü, kapaklı torba dikeyim, aldığımı taşıyayım demiyor. Alışveriş yapanların elinde ilâç olsun diye bir tek el örgüsü geleneksel o güzelim pazar sepetlerinden göremezsiniz.

Geleneksel örtümüz tülbentlere el süremiyorsun, için gıcıklanıyor, naylonu içini bayıyor. Desenleri bile naylon! Geleneksel biçimler, şekiller kaybolmuş…

Evlere giriyorum. Tabanlıklar altı lastikli naylondan. Halı, kilim yerine naylon yer döşemeleri. Üstüne basıyorsun için bir tuhaf oluyor, ayak tabanın kaşınıyor… El dokumalı yer yaygıları yalnızca yabancıya yapılıyor, yabancıya satılıyor. Bir de cebi paralı az buçuk sağlıktan anlayan zenginlerimize… Biz onların verdikleri, ürettikleri naylonlara bürünmüşüz baştan aşağı… Yarışırcasına bunları kapışıyoruz, bunlara sarılıyoruz, bunlarda kayboluyoruz…

Bir giyim arabası, tezgâh açmış yere. Arabanın önüne ip gerip bazı eşyalarını da asmış askılarla. Bakıyorum hepsi naylon. Çin malı. Kadın bluzları, önlerinde naylon işlemeler naylondan pullar, boncuklar…

Evlerde komşuluk azalmış. Konuşma gülüşme, anlatma , paylaşma bitmiş… Manav bile çardağının altına bir televizyon kondurmuş. Ailesiyle çalıştığı, dükkânında yalnız olmadığı halde, bu naylon kutuyu bütün gün açık bırakıyor. Gittiğimde görüyorum. Yandaş, karındaş televizyon kanalları kafaları ütülüyorlar tatlı tatlı… Müşteri ile iletişim kurmayı bırakmış esnaf. Sanki uçak yolcusu, havada giderken canı sıkılmış,çaresizlikten karşıdaki aletle avunuyor…

İnsanlarımız evlerinde bu naylon kutuları açıyorlar bütün gün. İçindeki naylon hikâyelere, naylon kişilere, naylon aşklara meşklere, naylon haberlere kapılmış gidiyorlar…

İktidarın naylon(düzme- sahte) başarı haberleri, dünya bizi alkışlıyormuş, dünya lideriymişiz, dünya bize hayranmış naylonları, naylonlaştırılmış kafalara şırınga ediliyor…

Temizlendiğimiz sabunumuz bile naylondan! Kokular naylon! Gülüşler naylon! Ağlamalar naylon! Türkiye’nin ünlü artistleri, şarkıcıları ellerinde naylon mendil dün ağlaşıyorlardı, gazetelerde gördüm… Aynı anlarda teröristin patlattığı mayından bir askerimiz parçalanarak hayatını kaybetmiş, biri ağır yaralanmış, yaralı askerimizin organ kaybı gibi ağır yarası olmalı ki, askerin uçağıyla hastaneye kaldırılmıştı.

Haber değeri bile olmuyor artık bu terör saldırılarının basınımızda, yayınımızda. Kimse bu yaralıları merak etmiyor, ne yaptıkları nasıl olduklarıyla ilgilenilmiyor bile…Basılı gazetelerin bilgiağlarında (internet) bir iki saat durup kalkıyor bu haberler. Kınalı kuzularımıza, eli kanlı hainlerin tuzağıyla can veren vatan evlâtlarına bazı naylon kafalar değil üzülmek, yanmak, dönüp bakmıyorlar bile! Timsah gözyaşları naylondan!

*

Çevremiz naylonlara sarılıyor. Bağlar bahçeler kalkmış çoktan. Arada bulasın bir portakal bahçesi, limon bahçesi… Muz bahçelerini kaldırmışlar. Özal döneminde başlamış bu toprağa ihanet! Tarlada ekim dikim neredeyse kalkacak! Sebze meyve üretimi dev yapılı naylon tünellere girmiş. İçeri bir adım atıyorsun, ilâç kokusu, naylon kokusu… Toprak kokusu kaybolmuş oralarda. Güneş bile naylonda giriyor içeriye, daha ne olsun!

Ormanlar, ağaçlar kesiliyor, hayda, bir tünel kuruluvermiş… Taşıma topraklar dökülmüş, yer kazılmış, kuyular açılmış, yeraltının suyu üste çıkmaya zorlanmış, gelecekte ne olacak bilinmeden, mühendislere sorulmadan… Dağlar naylon yamalı, yamaçlar naylon yamalı, düzlükler naylon yamalı, naylonlar sarıyor her yeri… Geldiği yeri kurutacak, bozacak… Havamız naylon içinden gelecek, güneşimiz naylona alınacak bu gidişle toptan!

Eğer kurtaramazsak kendimizi iş işten geçmeden bizi bu naylonlar öldürecek!

Naylon istilâsına uğradık!

Naylon bir türkü çalıyor radyoda:

“Oy farfara farfara, ateş düştü şalvara” diyen türkücü, ”Ben hakime danıştım, yiğit yârsız olur mu ? diye feryat ediyor. Yine bir askerimizin toprağa düştüğü, teröristin ev basıp ev sahibini öldürdüğü, terörün azgınlıktan ne yapacağını şaşırdığı bir günümüzde hem de…

Hasdal’da, Silivri’de esir tutulan askerlerimizin biri, Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel, dün haykırmış: “Şu anda aslında demokrasi görünümlü bir dikta rejimi yaşıyoruz!” Sonra askerin başına seslenmiş: ”Sahte CD’lerle beli kırılmış bir orduda siz kime komutanlık yaptığınızı zannediyorsunuz!”

PKK’nın BDP’si ise iyice azıtmış!.. Halka isyan çağrıları yapmışlar, sokaklara dökülme kararı almışlar…

Dün Türkiye’yi tehdit eden, soykırımla suçlayarak yapacakları yaptırımı söyleyen Fransa’nın başındaki adam Sarkozi’ye, iktidarın ilgili bakanı sözüm ona cevap vermiş: “Tarihçilerin rolüne soyunacağına… diye başlayan bir naylon cümle kurulmuş. Yani bunu tarihçiler inceler. soykırım yaptığımıza onlar karar verir anlamında bir cümle başı. Yapmadık, iftiradır, asıl soykırımı onlar yaptı, şöyledir, böyledir diyememiş… Ermenilerle yürüttükleri müzakerelerde de böyle konuşmuşlardı hep unuttunuz mu? Hiçbir yetkili çıkıp milletimizi savunmamıştı. Milletimizi savunan tarihçileri( Prof. Dr.Yusuf Halaçoğlu), araştırmacıları (Mehmet Perinçek) üstüne üstlük görevden aldılar, hapse tıktılar…

Ülkemiz milletimiz bile dış saldırılara, dış suçlamalara karşı naylondan savunuluyor.

Okullarımız naylon olmuş. İlkokul çocukları sokakta oynarmış gibi özensiz giyimlerle okula gidiyorlar. Okul bahçelerinde Atatürk büstleri yalnız, eğreti duruyor. Atatürk köşelerini göstermelik yapıyorlar daha bir süreliğine ama içi boş naylon köşeler olarak… Okullar Atatürk ilke ve devrimlerini öğretmeyecek! Milliyetsiz naylon çocuklar yetiştireceğiz oralardan. Millî bayramlarımızı devletin radyo ve televizyonu canlı yayınla kutlama görevini çoktan bıraktı çıkarılan bir kanunla…

Hazırlıklar tamamlandı, sıra son noktada. Dönüşü olmayacak bir yerdeyiz. Elif Şafak adındaki bir kadın yazar dün “HABERTURK “ gazetesinin sayfalarına gülücüklü bir artist pozu vermiş. Yeni bir Anayasa, yeni bir başlangıç başlığı atmışlar üste. Bu açılımcı, ünlü mü ünlü kadın yazar(?) aynı malûm nedenlerle (Orhan Pamuk gibi )yabancılarca çok sevilen biriymiş, bu demişmiş ki:
“Yeni bir Anayasa’ya aciliyetle ihtiyacımız var.”

Meclis açılışında ideolojisiz bir anayasa isteğini söylemiş devletinbaşı da, bütün milletin vekilleri(?) bu sözü ayakta alkışlamışlar, duymuşsunuzdur…

Niye ideolojisiz bir anayasa? Niye milletsiz, kimliksiz bir anayasa? Milletimiz Atatürk’ün önderliğinde bu devleti kurmadı mı? Ne değişti son dokuz yılda?

Hem niye acil olarak yeni bir anayasa?

Geçen yıl dünya kadar maddesini değiştirmediniz mi? Daha önce onlarca maddesi değişmemiş miydi? Şimdi ne bu acele? Niye yapacaksınız bunu?

Niye? Ermeniye vatan toprağı vermek için mi? Katil bölücüleri, yayılmacı ülkelerin maşalarını ödüllendirmek için mi? İsrail’in “Yahudi rüyaları” için mi? Bizans’ı kurdurmak için mi?

Vatanı milleti böldürmek için mi?

Sevr paçavrasını Atatürk yıkıp atmadı mıydı?

Muhalefet partilerimiz de yardımcı olacaklarmış bu naylon tabut örtüsünün hazırlanışına. Yugoslavya’yı bölen Avrupalı bir siyasetçi (Eski Fin Cumhurbaşkanı) gelmiş Ankara’ya. Herkesle tek tek görüşmüş… Nasıl bir anayasa diye sormuş görüştüğü yetkililere, kendisinin ne yetkisi ve bu işle ne ilgisi varsa…

Ülkemizin naylona bürünmesi yakın!

Ülkemizin asıl sahiplerinin yok sayılması, memleketimizin el değiştirmesi de çok uzak değildir bu gidişle…

Naylon istilâya uğradık… Küçükten büyüğe, cahilden eğitimliye, gençten yaşlıya naylonla sarıldık!

Topraktan koptuk! Doğalı unuttuk! Tarihimizi belletmedik yeni kuşaklara! Köklerimizi kuruttuk!..

Naylon insanlar, içteki ve dıştaki nayloncu küresel çeteciler naylonlara sarıp sarıp götürecekler bizi, ülkemize el koymaları yakın! Naylon paralarıyla, naylon basın yayınlarıyla, naylon HES projeleriyle, naylondan askerleriyle, görevlileriyle işgale geldiler çoktan…

Yunan millîyetçisi bile coşmuş, bizdeki naylon kafaların böyle hızla çoğalmasını görünce , yönetimdeki kafaları görünce, 1919 yılında sanmış kendini! Anadolu’yu işgal etmenin, hiç olmayan Pontus’unu kurmanın, Bizans’ı yeniden canlandırmanın ilk adımını atıvermiş, bizi kurtarın, birleşelim demiş, iyi mi?

Görmüyor musunuz her yanımız, her yöremiz naylon!

Bizim düşmanımız naylon!

Farkında değilsiniz!..



İlk Kurşun





*
➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/