Sağlıkta dönüşüm katakullisinde...

Hekimlere düşmanlığa ve tam gün yasasındaki ısrarına devam eden AKP, yandaş hastanelere “kadro” devşirmeyi amaçladığını elbette söylemiyor…

Tam Gün Yasası ve hedef alınan hekimler


SivriSinekCaz
“Biz biliriz bıçak parası ister bunlar”, “vatandaşın boynunu büktürmeyeceğiz” diyerek hekimlere düşmanlığa ve tam gün yasasındaki ısrarına devam eden AKP, yandaş hastanelere “kadro” devşirmeyi amaçladığını elbette söylemiyor…

Danıştay’ın iptaline karşın, AKP’li yıllarda bir ritüel haline gelen Kanun Hükmünde Kararname ile uygulamaya konan “Tam Gün Yasası”, kamu sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin mesai dışında muayenehane açmasını ve bir kuruluşta çalışmasını yasaklamıştı. AKP’nin hedefinin kamuda çalışan hekimlerin daha iyi hizmet vermesi değil, özel hastane patronlarına ucuz emek gücü olarak pazarlanmasının bir yolu olduğu ise hükümetin sağlık politikalarının bütününe bakıldığında kolaylıkla görülüyordu. 120 bin hekimden sadece 2 bininin muayenehanesi olmasına rağmen, AKP paragöz, çıkarcı hekim heyulasını kullanmakta ısrarcı oldu.

SivriSinekCaz

Hekimlerin gözlerini para bürümüş, her fırsatta SABİM’e jurnallenecek anti-kahramanlar haline getirildiği Türkiye’de, 2012 itibariyle 500’den fazla özel hastane bulunuyor ve yenileri de açılmak üzere sıralarını bekliyor. Kamudan el çektirilen doktorların, AKP’ye yakınlıkları bilinen hastanelerde ucuza çalıştırılması ise bir kural haline gelmiş bulunuyor. 2011’de Tam Gün Yasasının bir gece vakti hızlıca geçirilmesini takip eden ilk haftada Sağlık Bakanlığı ile özel hastane patronlarının kuruluşu olan Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği arasında bir “mutabakat metni” düzenlenmiş, metinde üzerinde durulan temel argüman, özel sektörde çalışan hekimlerin ücretlerinin düşürülmesi olmuştu.


Meslekte uzun yılları geride bırakmış, deneyimli hekimler yasayla kamu hastanelerinden uzaklaştırılırken, halkın kendilerine ulaşması imkansız hale getirildi. Tablo öyle bir hal aldı ki, üniversitelerde, eğitim araştırma hastanelerinde eğitim kadrosu yok edildi, asistan hekimlerin, tıp fakültesi öğrencilerinin de eğitim alma hakları elinden alınmış oldu.

Geçtiğimiz yıl, çalıştığı kamu hastanesinden yasa dolayısıyla ayrılan Prof. Dr. Dursun Buğra, Amerikan Hastanesi’nde çalışmaya başlamıştı. Ancak bağırsak operasyonu geçirmesi gereken Başbakan Tayyip Erdoğan için, Tam Gün Yasası delindi ve Erdoğan Marmara Üniversitesi’nde Buğra tarafından ameliyat edildi. Benzer bir durum Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın eşi Şeyma Akdağ için de söz konusu oldu. Akdağ, yasa dolayısıyla yalnızca muayenehanesinde çalışan Prof. Dr. Nebil Göksu tarafından Gazi Üniversitesi’nde ameliyat edildi.

Söz konusu kendi sağlıkları olduğunda “devletin imkanlarından” şaşmayan Başbakan ve şurekası, halkın iyi eğitimli, deneyimli hekime ulaşma imkanını elinden almakta hiç duraksamadı. Üstelik bu ayrımcı tutumu, “devlet erkanının hakları” biçiminde açıklamaktan da çekinmediler.

Sağlıkta dönüşüm nelere sebep oldu…
 

Anayasal hak olan “sağlık hizmeti”ni vermekle yükümlü ve tamamı kamusal kaynaklarla kurulan kamu hastaneleri, AKP’li yıllarda kâr amaçlı birer kurum haline getirildi.
Son olarak 3 Kasım’da devlet memuru bile olmayan işletmecilerin CEO olarak atandığı kamu hastaneleri, bundan böyle işletme mantığıyla yönetilecek ve kârlılık temel hedef haline getirilecek. 

2002’den bu yana, “vatandaş istediği yerden sağlık hizmeti alabilecek” denilerek pazarlanan sağlıkta dönüşüm süreci, CEO’ların dümene oturduğu Kamu Hastane Birlikleri'nin oluşturulmasıyla neredeyse tamamlandı.

Güvencesizleştirilmiş, performans odaklı çalışmak zorunda bırakılmış 400 binden fazla sağlık emekçisi; ilaç katılım payı, muayene katılım payı, GSS primi ödemek zorunda bırakılmış milyonlarca “gelirsiz” hasta; Sağlık Uygulama Tebliği ile acil hastalar için de kapıları kapanan özel sağlık kurumları, 10 yıllık sağlık politikalarının bilançosu oldu.

"Dönerden aldıklarını nereye koyuyorsun”, “biraz az para kazanıverin” gibi sözlerle halkın gözünde sistematik bir biçimde küçük düşürülen hekimler, tıpkı öğretmenler gibi düşman ilan edilerek AKP’li yılların bedelini kimi zaman hayatlarıyla ödemek durumunda kaldılar.
Dr. Ersin Arslan Gaziantep’te bir hasta yakını tarafından dördüncü ameliyatından çıktığı bir gün ortasında öldürülürken, İstanbul’da çalışma koşullarına, önemsizleştirilmeye, SABİM’in haksız bir biçimde üzerine düşen gölgesine tahammül edemeyen Dr. Melike Erdem çareyi intihar etmekte buldu. 

Sonuç olarak Türkiye’nin sağlık tablosunun son 10 yılı sağlık emekçilerinin öldürüldüğü, bilimsel kimliklerinin altüst edildiği, toplumla bağlarının hırpalandığı, emekçi halkın sağlık hizmetlerine ulaşmasının ise daha da zorlaştığı bir 10 yıl olarak AKP’nin hanesine yazılmış oldu.

soL-Haber

➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/