“Faşizme karşı bacak omuza”
Ülkenin en unutulmaz yazının miraslarından birisi de "Meğer ne kadar kıvrak zekamız varmış" sözünün ete kemiğe bürünmüş şekilde karşımızda duruyor oluşuydu ...‘Yalnız kabul edelim, iyi güldük’
.
“Rabbime sordum ‘#direngezi’ dedi” sloganını duvarlarda görünce, sosyal medyada fitili ateşlenen “Zeki ama çalışmıyor” klasmanındaki ülkemiz mizahının uzun süre sonra sahaya yansıdığına şahit olmuştuk...
Gezi protestolarının yıldönümünü eda ettiğimiz şu günlerde, hâlâ sürmekte olan mizah patlamasının ilk dönemine bir bakış atma zamanıdır şimdi.
Taksim’den Türkiye geneline yayılan protesto dalgasında duvarlardaki yazılamalar, genelde güldüren eserler olurken, polis şiddeti yaşanan ölümlerin ardından “anma” ve hüzne de yöneldi.
Güldürenler arasında sevgilisine trip atarcasına sarfedilen “Üff sanane be Tayyip!”, biber gazına övgü, “Dostum bu biber gazı bir şahane”, polisi sükunete davet eden “Biz duygusal çocuklarız biber gazına gerek yok”, olayların başlangıcı olarak gösterilen ‘3-5 ağaç’a gönderme yapan “3-5 ağaç bak sana neler yapıyor”, ilan-ı aşk eden “Ali Ayşe’yi seviyor”, biber gazı kapsülünün insanları yaralamasına yol açmasının ardından polise uyarıda bulunan “Ya ameliyatlı yerime gelseydi” vardı.
Bu konuda çok sayıda derleme yapılırken, aralarında en iyisi duvardakisesler.tumblr.com adresinde toplandı. Duvarların güzel şeyler söylediği o günleri yad etmek için iyi bir fırsat.
Çare Drogba
Futbol dünyası da önemli bir yer tuttu “direniş mizahı”nda. İlk günlerde, Gezi Parkı protestolarına, instagram hesabından paylaştığı fotoğrafla, destek veren Galatasaray ’ın Fildişili yıldızı Didier Drogba sahne aldı. “Çare Drogba” sloganları duvarı süslerken, onu o dönem Akhisar Belediye’yi küme düşmekten kurtaran Yunan futbolcu Theofanis Gekas takip etti. “Çare Gekas” yazılı dövizler Gezi Parkı’nda ağaçlara asıldı. Bir de Gekas içeren bir öneri sunuldu hükümete: “Tayyip Gekas’ı al düşeceksin!..”
Davulcu Vedat unutulmaz
Beşiktaş taraftarına ve Çarşı’ya özel bir parantez açmalı. Dolmabahçe’de, direniş sırasında, yıkımı süren İnönü Stadı’nı yıkan dozerlerden birini ele geçirip TOMA’yı kovalayan, bu araca da POMA (Polise Müdahale Aracı) adını veren grup, sosyal medyaya sızan telsiz konuşması sonrası yeni bir fenomenle buluşturdu bizi. Polise geri çekilin diyen POMA’nın sürücüsü kendisini “Davulcu Vedat” olarak tanıtmıştı. Davulcu Vedat, kimsenin tanımadığı, bilmediği bir kahraman olarak direnişin sembolleri arasında yer aldı, veciz sözleri ise uzun süre konuşuldu. Misal “Aranızda helikopter kullanmayı bilen var mı?” ve polise “Nerede kaldınız” soruları...
‘Hepimiz Çapulcuyuz’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , olayların başladığı andan itibaren Gezi Parkı’na Topçu Kışlası yapılacağını, AKM yerine de Barok mimariyle bir opera binası inşa ettirileceğini açıklamıştı. Protestoda bulunanları da “Biz birkaç çapulcunun yaptıklarını yapmayız. Onlar yakarlar, yıkarlar. Çapulcunun tanımı budur zaten” olarak niteleyen Erdoğan’ın bu açıklaması önce tepki gördü sonra sahiplenildi. Protestocular, kendilerini ‘Çapulcu’ olarak kabul etti ve kısa sürede Çapulcu tişörtlerine varıncaya kadar işler ilerledi.
Barok mimari söylemi de mizahın konusu olmuştu: “Başbakan Erdoğan, barok mimariyle inşa edilecek opera binasının müjdesini verdikten sonra vatandaşlara Giacomo Puccini’den Nessun Dorma’yı söyledi...”.
‘İnsan gerçekten hayret ediyor’
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dönem dönem twitter üzerinden yaptığı ulusa seslenişlerle sosyal medyayı iyi kullansa da attığı kimi paylaşılmaya müsait cümleler, Gezi Parkı protestoları sırasında çok kullanıldı. Başka bir “ulusa sesleniş”te sarfettiği “İnsan gerçekten hayret ediyor” cümlesi, onun olayların ilk günlerinde sessiz kaldığı dönemde slogan haline gelirken, Cumhurbaşkanı Gül’ün ilk açıklamasını tamamladığı “Artık herkes evine dönmeli” sözü bir sonraki Gezi mottosu olmuştu.
‘Gümüşsuyu’nda müdahale var…’
Yine aynı şekilde İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun twitter kullanımı başlı başına bir mizah konusu oldu. Olaylar sırasında “Gezi Parkı’na bugün müdahale olmayacak” dediği her açıklamasının ardından polis şiddetinin yaşandığı İstanbul’da tepki gören Vali, bir gün de Gezi Parkı’na gelmek istediğini anlatmıştı.
“Gençler, Gezi parkında kuş sesleri, ıhlamur kokusu ve arı vızıltısıyla huzurlu bir sabah varmış doğru mu? Aranızda olmak isterdim” diyen Mutlu’ya bu kez beklediği cevap Twitter üzerinden tarihe geçecek nitelikte gelmişti: “Gümüşsuyu tarafından gelmeyin müdahale olabilir”.
Necati Şaşmaz ve nazar
Protestolar sırasında Başbakan Erdoğan, tansiyonu düşürücü hareketlerde bulunmazken, zaman zaman sanatçılarla buluşup genel değerlendirme yapmıştı. Bunların arasında en mizahi olanı ‘Kurtlar Vadisi’ dizisinin yapımcısı ve Polat Alemdar’ı canlandıran Necati Şaşmaz’ın görüşme sonrası yaptığı açıklamalar olmuştu.
Gezi protestolarını “Sanırım bize nazar değdi” diye tanımlarken, bu söz hemen Gezi Parkı’na asılan devasa nazar boncuğu resmiyle hicvedildi. Ardından aynı açıklamada, biliminsanlarının toplumu aydınlatması gerektiğini belirtirken “Çünkü biz bu gece karanlığındaki kedi gözleri gibi onları izlememiz gerekiyor, ama bu gözler de ancak bizim ışığımızla görünebilen bir şey, o kedi gözleri bize yol gösterir” demişti. Şaşmaz’ın açıklamasının ne anlama geldiği çok tartışıldı ancak hâlâ çözülebilmiş değil!
Gezi Parkı’na ilk gece gelip ‘ Kitap okuyan’ şovmen Okan Bayülgen, protestolara destek olduğunu belirtmişti ancak sonrasında yaptığı tornistan mizah konusu oldu. Bayülgen, Gezi Protestoları için “Hava güzeldi. Gençlerin gidecekleri yeteri kadar spor salonu, müsabaka, eğlenceli filmler, konserler, buluşup yarattıkları sosyal etkinlik ve heyecan yoktu. İnsanlar sokakta heyecanı ve eğlenceyi keşfetti. Aynı şey soğuk havada olmazdı” demişti. Bayülgen’e hâlâ o açıklaması hatırlatılıyor.
Met Üst: Boş karizmayı en kolay mizah patlatır
Gezi Parkı Protestoları sırasında “Sinirlenince çok güzel oluyorsun Türkiye” sloganı duvarları süsleyen ve dillerden düşmeyen Met Üst ile yaptığımız söyleşide onunla durumu masaya yatırmıştık. Mizaha değindiği kısa bir bölümünü paylaşıyorum:
“Klasik solcuya sor ‘Niye devrim yapıyoruz’ diye ‘Eşitlik, iş, emek, özgürlük olsun diye’ cevabını verecektir. Bu gençler eğlence olsun diye devrim yapıyor sanki. Sevişelim, öpüşelim, içelim. En sahici olan bu galiba.”
“Hiçbir mitingde bu kadar eğlenceli gaz yemedi insanlar.”
“Arıcılıkta ‘oğul vermek’ diye bir şey vardır. Kendi kovanı dururken bir deliğe, bir kovuğa gider birleşir arılar. Başkası gelir tütsüyle alır bu grubu kendi kovanına götürür. Ve başkasının olur artık o arılar. Çocuklar burada ‘oğul verdi’. Ama onları alacak ne bir oluşum ne bir parti var. Yani ehil, usta arıcılar aranıyor. 16 gün durdu o arılar bu parkta.”
“Hangover var ya ‘Biz dün gece ne yaptık’ filmi. ‘Ne içtik ulan biz’ ruh hali. Bu 15-16 gün için herkes ‘Ulan biz ne yaptık’ diye düşünecek. Devrim olsa ikinci gün olurdu zaten. Devrimden öte bir şey oldu burada.”
“Baskıyı diktatörlüğü ve boş karizmayı en kolay patlatan şey mizahtır.”
“Başbakan, bu dili bilmiyor, yani mizah üretme dilini. ‘Onların anladığı dille konuşacağım’ diyor ya, konuşsun da gülelim. Ama yok...”
“Memleket açısından o kadar hayırlı oldu ki. İstanbul’da deprem bekliyorduk ya, asıl deprem buymuş demek ki. Bir enerji birikintisi vardı ve patlaması bekleniyordu. O enerji ‘evdeki’ denilen ‘yüzde 50’ye değil yüzde 50’nin başındakine patladı. Çok da hayırlı oldu.”
‘Kahrolsun bağzı şeyler’
“Sık bakalım, sık bakalım, biber gazı sık bakalım. Kaskını çıkar, copunu bırak, delikanlı kim bakalım!”
“Ooooooo, çapulcular geldi...”
“Biber gazı oley!”
“TOMA bizi susuz KOMA!”
“Ne zaman demokrasi diye bağırsak, kursağımızda kalıyor. Söylesene bize Tayyip, bu halk niye bağırıyor?”
“Direniş var dediler geldik”
“Faşizme karşı bacak omuza”
“Slogan bulamadım”
“Ay resmen devrim oluyor”
“Yasak ne ayol"
Radikal
