'İç dalkavukluk..' ve kofti çıkanlar!


Balon patladı!


'Necati DOĞRU '

Terbiyeyi terbiyesizden öğren derler. Fransa Meclisi’nde 50 milletvekilinin terbiyesizce “tarih yazmaya çalışması” balonu patlattı.

Tamamı kofti çıktı.

Öğünmeler fos çıktı.

Böbürlenmeler boş çıktı.

Cari (geçerli) yüzleşme oldu.

Türkiye’nin Başbakanı’nı, Cumhurbaşkanı’nı, AB’den sorumlu Bakanı’nı ve “Gelsinler bizden biraz akıl alsınlar” diye övünen ekonomi bakanını, dinleyen, ciddiye alan, itibar eden bir tek kişi çıkmadı.

Bir tek Avrupa ülkesi…

Bir tek Arap ülkesi…

Bir tek Afrika ülkesi…

Bir tek ABD ayaleti bile dönüp bakmadı. Fransa Meclisi’nin “terbiyesiz hareketi” acı gerçekle Türkiye’yi yüz yüze getirdi: Türkiye’yi yönetenleri dünyada dinleyen de yoktur, itibar eden de yoktur, peşine düşüp arkasından gelecek olan da yoktur.

Yalnız kalmış Türkiye!

Halkına yalan söylenmiş.

İtibarımız yüzde bin denilmiş.

Büyümemiz süper gidiyor.

Liderliğimiz tavan yaptı.

Herkes Türkiye’nin Başbakanı’nın ve Cumhurbaşkanı’nın ağzına bakıyor diye hep içeriye propaganda yapıldığı gerçeği ortaya çıktı.

Xxx

Başbakanlığın 1 uçağı vardı.

3 uçak daha alındı.

Başbakanlığın 4 uçağı oldu.

Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık görevine başladığı 15 mart 2003 tarihinden buyana 4 uçağa Türk gazetecilerini, işadamlarını, bakanları doldurarak gittiği ülke sayısı 84’ü buldu. Cumhurbaşkanı’nın da aynı fasıldan “itibar yükseltme” gezilerinin sayısı 4 yılda 89 ülkeye çıktı.

Çin Seddi’ne gittiler.

Ümid Burnu’na ulaştılar.

Somali’ye vardılar.

Newyork’a vasıl oldular.

Bürüksel’i su yolu yaptılar.

Yanlarında götürdükleri gazetecilerle; Çin Seddi’nden, Ümid Burnu’ndan, Somali’den, Newyork’dan, Bürüksel’den dünya insanlığını Türkiye’ye yapılan haksızlığa dikkat verecek kadar etkileyemediler.

Etkileyebilselerdi, görürdük.

Hiçbir destek çıkmıyor.

Fransa yaptığıyla kaldı.

Türkiye yapayalınız!

Bu kadar gezi, bu kadar övünme, böbürlenme, “lider ülke olduk” propagandası hep içeymiş. Hep Türkiye’deki halkı uyutmak, medyatik afyonlamaya almak içinmiş. Fransız Meclisi’nin attığı terbiyesiz çamurla ilgili dünya gazetelerinde, radyo ve televizyonlarında “gerçeği dile getiren bir yazı, bir yansıma” olmadı.

Xxx

Fransa’yı tehdit et.

İhale vermeyeceğim de…

Malını almayacağım diye bağır.

“Renault’a al da git” diye öfkelen.

Balon patladı. Acı gerçekle yüzleştik: Türkiye’nin arkasından gidecek tek bir ülke çıkmadı. Yıllardır içeriye halka pompalanan; “Türkiye’nin ağzına bakıyorlar, başbakanımıza hayranlar, cumhurbaşkanımıza bayılıyorlar” propagandasının “iç dalkavukluk olduğu” anlaşıldı.


KUTU

(uyan borusu)

Fransa senin

tehdidini

niçin yesin?

Fransa’ya dönüp “sen de Cezayir’de adam kestin” demek dosyaya karşı dosya tranpa etmeye girer. Dosya tranpa etmeye kalkışmak; “Türkiye leke yemeyi hak etmiş” anlamı taşır. 3 gün önce Fransa Gazetesi Le Monde’nin muhabiri Türkiye Dışışleri Bakanı’na; “Sizin Başbakan Tayyip Erdoğan 1937 yılında olmuş Dersim Katliam’ını tanıdı, özür diledi. 1915 olaylarını konuşmak size niçin ağır geliyor, niçin özür dilemiyorsunuz” diye sordu. Türkiye Dışişleri Bakanı’ndan doyurucu cevap alamadığını yazdılar. Meclislerinden de yasayı geçirdiler. Bıldır(geçen yıl) yediğin hurmalar, bu yıl gelir boğazını tırmalar.



SÖZCÜ

➽ Paylaş: