Tayyip'e “cunta başkanı” dedi!.. AKP'liler yanıt vermek için sıraya girdi!

CHP Genel Başkanı Özel'in partisinin olağanüstü kurultayında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında "cunta başkanı" demesinin üzerine AKP'li Bakan ve yöneticiler sosyal medya üzerinden Özel'e yanıt vermek için adeta sıraya girdi.

AKP'liler Özel'in cunta çıkışına
yanıt vermek için sıraya girdi

SivriSinekCaz
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in partisinin olağanüstü kurultayında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “cunta başkanı” olarak nitelemesi, Cumhur İttifakı cephesinde büyük tepkiyle karşılandı. AKP sözcüleri ve kabine üyeleri, Özel’in sözlerini “milletin iradesine hakaret”, “siyasi nezaketsizlik” ve “demokrasiye saldırı” olarak değerlendirdi.

ÖMER ÇELİK: CUNTA EŞİTTİR CHP

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, hem sosyal medya platformu X üzerinden hem de A Haber’de yaptığı açıklamalarda Özgür Özel’e sert sözlerle yüklendi. Çelik, “Demokratik siyasi sözlükte ‘cunta eşittir CHP’ yazar” ifadesini kullandı.

"CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize dönük olarak “cunta yönetimi” ifadesini kullanmış. Siyasi tarihimizde on yıllar boyunca cunta yönetimlerinin siyasi destekçisi her zaman CHP olmuştur. Demokratik siyasi sözlükte “CUNTA EŞİTTİR CHP” yazar. Özgür Özel siyasi tarih bilmediği gibi siyasi cümle kurmayı da bilmiyor. Girdiği her seçimi millet iradesiyle kazanmış Cumhurbaşkanımıza karşı bu ifadeleri kullanmak kötü niyetli bir siyasi cehaletten başka bir şey değildir. Tipik bir CHP geleneğidir; demokratik yollarla seçilmiş iradeye cunta derler, karanlık cunta yönetimlerine ise demokrasi diye bakarlar. Cumhurbaşkanımızın büyük siyasi mücadelesi ile demokrasimiz üzerindeki bütün gizli ve açık cuntalar etkisiz hale gelmiştir. Cunta destekçisi CHP geleneği ise bu kurultayda da 'Yassıada zihniyetine biat' etmiştir."

CEVDET YILMAZ: MİLLETİN İRADESİNİ YOK SAYMAKTIR

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Özel’in açıklamalarını halkı “cuntacı” ilan etmekle eşdeğer buldu.

"Ana muhalefet Genel Başkanı, 2023 Mayıs seçimlerinde milletimizin yüzde elliden fazla oyunu alarak seçilen Sayın Cumhurbaşkanımızı ve hükümetimizi “cunta” olmakla suçluyor! Halkın seçtiğine “cunta” demek, esas itibarıyla halkı “cuntacı” olarak nitelendirmektir. Milli iradeyi yok saymaktır. Bu dil demokratik siyasetin değil, vesayetçi geleneğin bugünkü dışa vurumudur. Olsa olsa içindeki “cunta” özlemini başkalarına yansıtma halidir. AK Parti ve Cumhur İttifakı tabanını aşağılayan, siyasi nezaketten nasibini almamış bu dil, fırsat bulunca her türlü aşırılığı ve baskıyı yapacağını şimdiden ortaya koymaktadır. Gerginliği, kutuplaştırmayı, kamplaştırmayı hedefleyen bu muhalefet dilinin, ana muhalefet partisine de, ülkemize ve demokrasimize de zarardan başka bir sonucu olmayacaktır. Sorumsuz ve saldırgan siyaset tarzı, geçmişte defalarca olduğu gibi, zamanı gelince halkımızdan gerekli demokratik cevabı sandıklarda alacaktır. Diğer yandan, Hazine ve Maliye Bakanımıza yönelik sergilenen çirkin üslup kabul edilemez. Bu yaklaşım, ekonomik istikrarımızı bozma, güven ortamını zedeleme ve insanımızın refahına kastetme anlamına gelmektedir. Sorumlu bir muhalefet; ekonomiyi baltalamayı değil, 85 milyonun refahı için yapıcı eleştirler ile ekonomik politikalara destek olmayı gerektirir. Sorumsuz siyasetçiler ne derse desin; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli liderliğinde, milletimizin duası ve desteğiyle Türkiye Yüzyılını inşa etmeye devam edeceğiz. Demokrasi ve kalkınma yolunda yeni hedeflere yürüyecek, Terörsüz Türkiye hedefine oluşacak, etkin dış politika ile milli menfaatlerimizi koruyacak, ekonomik programımızı kararlılıkla uygularken, halkımızın refahını artırmak için tüm gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz." 

YILMAZ TUNÇ: YARGIYA BASKI VE HEDEF SAPTIRMA

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Özel’in açıklamalarını “çirkin ifadeler” olarak tanımladı. Tunç, bu sözlerin yargıya baskı oluşturma çabası olduğunu ve “demokratik meşruiyetin inkârı” anlamına geldiğini söyledi.

"Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen adli soruşturmalar üzerinden Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelttiği çirkin ifadeler; hedef saptırma, algı oluşturma ve yargıyı baskı altına alma çabasından ibarettir.

Demokratik siyasi hayatımızda en yüksek oranlarla art arda seçilerek kesintisiz en uzun süre başbakanlık görevi yapan ve halkın oylarıyla seçilen ilk Cumhurbaşkanı’na ‘cunta başkanı’ demek, demokratik meşruiyeti inkâr, milletimizin iradesine tahammülsüzlüğün itirafıdır. Vesayet düzeniyle kol kola yürüyen, darbe dönemlerinin gölgesinde siyaset üreten ‘Yassıada Zihniyeti’ni hafızalarına kazıyan aziz milletimiz, vesayetle mücadele edenle, onun gölgesinde büyüyeni ayırt edecek ferasete sahiptir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, muhtıralara, sokak kalkışmalarına ve 15 Temmuz’daki kanlı darbe girişimine karşı milletiyle birlikte mücadele etmiş, demokrasiyi korumuş, darbeci cuntacı anlayışı tarihe gömmüştür. CHP Genel Başkanı’na düşen; yargı sürecini etkilemeye çalışmak yerine, adli soruşturmalara muhatap olan arkadaşlarına yargı önünde hesap vermelerini, isnat edilen suçlamalar karşısında savunma haklarını kullanmalarını salık vererek adaletin tecellisine katkı sunmak ve hukuki sürece saygı duymaktır." 

KEMAL MEMİŞOĞLU: GERÇEKLİKTEN KOPUK BİR DİL

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Özel’in sözlerini "keyfi ve sorumsuz" buldu. Muhalefet etmenin hak olduğunu ancak bu hakkın “hassasiyetle” kullanılması gerektiğini vurguladı.

"Türkiye Cumhuriyeti'nin aziz milletinin yüce takdiriyle ve hür iradesiyle seçtiği Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı ve hükümetimizi hedef alarak, 'cunta yönetimi' ve 'meşruiyetini yitirmiştir' sözlerini sarf eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in açıklamaları hiçbir suretle kabul edilemez.

Muhalefet etmek demokratik bir haktır; dirayetli ve ilkeli bir siyasetle ülkemizin birliği ve beraberliğine helal gelmeden sorumluluk gerektiren bir hassasiyetle kullanılması esastır. Elde etmeyi umdukları sözde bir 'Pirus zaferi' uğruna seçilmiş milli iradeyi keyfi bir şekilde yok sayan bir dil kabul edilemez. Sayın Cumhurbaşkanı'mız, siyasi tarihimizdeki varlığını demokratik seçimler üzerine inşa etmiştir. Ezcümle, Özgür Özel'in ifadeleri gerçeklikten kopuk, çarpık bir düşünce biçiminin ürünüdür."

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da açıklamasında halkın iradesiyle geldiğini söyleyerek, “Bu yolculuk hiçbir saldırıyla sekteye uğramayacak” dedi.

"İlk kez doğrudan halk oyuyla seçilen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetimizi cunta olarak nitelemek, Türk Milletinin hür iradesine saygısızlıktır. Ana muhalefet partisi, Milli İrade hazımsızlığından kurtulamıyor. Cuntacılık, 27 Mayıs’tan 12 Mart’a, 28 Şubat’tan 27 Nisan’a milli iradeye karşı darbelerin ve muhtıraların destekçisi demokrasi düşmanlarına yakışan bir ünvan. Türkiye, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yeni dünya düzeninin oyun kurucu güçlerinden bir olacak. Bu yolculuğu akamete uğratmak için içeriden-dışarıdan yapılan hiçbir saldırı başarıya ulaşamayacak."

VEDAT IŞIKHAN: CHP ÖNCE KENDİ GEÇMİŞİNE BAKSIN

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Özgür Özel’in açıklamalarını “milletin hür iradesine hakaret” olarak değerlendirdi.

"CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize yönelik “cunta” ifadesini kullanması en hafif tabiriyle milletin hür iradesine hakarettir. Aziz milletimizin iradesiyle, girdiği seçimleri kazanan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize dil uzatan, meşruiyetini sorgulayan hadsizler önce kendi tarihlerini, vesayetle kol kola yürüdükleri dönemleri, demokrasiyi hiçe saydıkları uygulamaları hatırlasınlar. Hain darbe girişimine milletimizle birlikte dur diyen, vesayet odaklarının kirli planlarına karşı her daim milletin iradesinden başka bir irade tanımıyorum diyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı hedeflerine ilerlemeye devam edeceğiz. Milli iradeye ‘cunta’ diyenler önce partilerinde yaşadıkları skandalları açıklasın!"

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Özel’in sözlerinin vesayet zihniyetinin bugünkü izdüşümü olduğunu belirtti.

"CHP Genel Başkanı’nın, milletin hür iradesiyle seçilmiş Cumhurbaşkanımıza ve meşru hükümetimize yönelik “cunta yönetimi” iftirası, sadece siyasi nezaketsizlik değil; demokrasiye yönelmiş açık bir saldırıdır. Bu söylem, sandığı içselleştiremeyen, milletin kararını yok sayan eski vesayet zihniyetinin bugünkü izdüşümüdür. Bu millet 27 Mayıs’ı da 12 Eylül’ü de 28 Şubat’ı da 15 Temmuz’u da yaşadı. O karanlık dönemlerde darbecilerin önünde saf tutan, tankların gölgesinde siyaset yapanlar belliydi. Bugün Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize “cuntayönetimi” diyerek konuşanlar, dün cuntayla kol kola yürüyen zihniyetin devamıdır. Arşivler, CHP’nin darbelerle iç içe geçmiş siyasi sicilini bir bir ortaya koymaktadır. Bugün aynı CHP, bağımsız yargıyı hedef alarak yeni bir vesayet düzeni kurmanın peşindedir. Mahkeme kararlarını tanımayan, hâkimi beğenmeyince adaleti çiğneyen bu anlayış, aslında milletin seçtiklerine değil; milletin kendisine düşmanlık etmektedir. CHP, darbelerle güç devşirmiş, vesayetle iktidar aramış bir partidir. Bugün de o karanlık geçmişin alışkanlıklarıyla, halkın iktidarını itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Ancak artık o devirler geride kalmıştır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, bu millet bir daha ne darbecileri affeder, ne de onlara selam duranları görmezden gelir. Bu topraklarda artık ne vesayet tutar ne de iftira işler. Bu ülkede söz de, karar da, gelecek de milletindir." 

FAHRETTİN ALTUN: ORGANİZE BİR KÖTÜLÜK ŞEBEKESİ GİBİ

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Özgür Özel’i “manipülasyon ve iftira yöntemlerine başvurmakla” suçladı.

"Ana muhalefet lideri, kendi partisi içerisindeki hizip savaşlarını perdelemek, parti tabanının tepkisini bastırmak, yolsuzluk ve şaibe iddialarını görünmez kılmak için her türlü çarpıtma, manipülasyon ve iftira yöntemine başvurmaktadır. Toplumu kutuplaştırmak, siyaset kurumunu itibarsızlaştırmak ve milletimizin değerleriyle kavgalı bir dili meşrulaştırmak adına organize bir kötülük şebekesi gibi hareket etmektedir. Kendi siyasi tarihleri darbelerle, vesayet odaklarıyla, anti-demokratik müdahalelerle dolu olanların; hayatını millet iradesine adayan, vesayet odaklarına karşı kararlılıkla mücadele eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a “cunta başkanı” gibi ahlâk dışı ve izansız hakaretlerde bulunmaları en hafif tabiriyle siyasi ahlaksızlıktır, had bilmezliktir.

Sayın Cumhurbaşkanımız, 28 Şubat’tan 27 Nisan’a, 17-25 Aralık’tan 15 Temmuz’a kadar tüm vesayet girişimlerine karşı milletin yanında durmuş, demokrasiyi savunmuş, sivil siyaseti tahkim etmiş bir liderdir. Cunta özlemi duyanlar, yargı ve medya eliyle siyaset mühendisliği yapanlar, aynaya baktıklarında aradıkları “cunta” zihniyetini göreceklerdir. Bu vesayetçi anlayışın, partisi içinde kayıt dışı siyaset ve paralel yapı arayışlarıyla nasıl iktidar savaşı verdiğine milletimiz defalarca şahit olmuştur. Şimdi de bu şahitlik devam etmekte, milli iradeye karşı kurulan her kumpas, milletin vicdanında mahkûm edilmektedir. Milletimiz; Yassıada’da, 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta ve 15 Temmuz’da sergilenen zihniyeti iyi tanımakta, bu zihniyetin modern temsilcilerine hak ettikleri cevabı sandıkta ve her meşru zeminde vermeye devam etmektedir. Hakikatin, milletin ve demokrasinin yanında kararlılıkla duran Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda yolumuza devam ediyoruz." 

"HUKUK DEVREYE GİRECEK"

Özel'e son olarak da İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya yanıt verdi.

"Milletimizin hür iradesiyle seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanımıza ve meşru hükümetimize “cunta” demek; sandığı, milli iradeyi ve demokrasiyi hedef almaktır. “Cunta yönetimi” iftirası, Türkiye’yi yurtdışına şikayet etme alışkanlığının bir tezahürüdür. Bu söylem ne siyasi eleştiri ne de muhalefettir; doğrudan millete hakarettir. Milletin iradesine dil uzatanlar, vesayet heveslileridir.

Aziz Milletimiz yakın siyasi tarihten maalesef cunta nedir, darbeler neye yol açar, çok iyi bilmektedir.

27 Mayıs’ta Demokrat Parti hükümeti darbeyle devrildi; Başvekil Adnan Menderes ve dava arkadaşları Yassıada’da sözde ‘yargılandı’; ardından idam edildiler.

Darağacına mahkum edilenler sadece Menderes ve arkadaşları değildi; bizatihi milletin özgür iradesiydi. Aradan geçen 64 yıl boyunca Milletimiz cuntacı zihniyeti fikirlerde ve vicdanlarda mahkum etti, etmeye de devam ediyor.

12 Eylül’de demokrasi askıya alındı, Meclis kapatıldı, siyasi liderler susturuldu.

28 Şubat darbesiyle milli irade vesayet altına alınmak istendi.

Ve 15 Temmuz 2016’da, FETÖ eliyle başlatılan hain darbe girişiminde, milletin silahları millete çevrildi; Meclis bombalandı.

Aziz Miletimiz, gerçek “cunta nedir, kimler vesayet heveslisidir” çok iyi bilmektedir. Çünkü acı tecrübelerle bunu defalarca tecrübe etmiştir. Buna rağmen meşru yönetime “cunta” demek; ya tarihi bilmemektir ya da bilerek ve isteyerek yalan söylemektir.

Bu ifadeyi kullananların niyeti, geçmişin vesayet zihniyetini yeniden hortlatmak, millet iradesini değersizleştirmek ve toplumumuzu kutuplaştırmaktır.

Milletimizin oyuna saygı duymayan, sandıktan çıkan iradeyi küçümseyen anlayış, demokrasiyi savunamaz; olsa olsa kendi başarısızlığının gölgesinde konuşur.

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Milletin iradesini yok sayan her türlü beyan ve girişime karşı hukuk devreye girecek; milletin emanetine sahip çıkılacaktır."

➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/